Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1976/3518
K: 1977/7947
T: 08.07.1977
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı reddine ilişkin olarak verilen hükmün davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Davacı TRT. Kurumu Genel Müdürlüğü, Çukurova Televizyonu'nun birinci yayın yılını doldurması nedeniyle birkaç ilin vali ve belediye başkanlarının kutlama mesajlarının 28.1.1975 ve 30.1.1975 günlü haber bültenlerinde yayınladığını, ancak davalı ajansın gazetelere verdiği 31.1.1975 günlü haberde, valilerin, demeçlerinin TRT. tarafından maksatlı olarak tahrif edildiğini ileri sürdüklerini bildirdiğini, bunun üzerine bazı gazetelerde TRT.nun tahrif edilmiş haberler yayınladığı, şeklinde yazılar yazıldığını, oysa valilerin mesajlarının, değişiklik yapılmadna ve yanlış anlaşılmaya yer verilmiyecek bir biçimde yayınlandığını, davalı Anadolu Ajansı'nın TRT.nin yalan ve tahrif edilmiş haber yayınladığı haberini gazetelere vermek suretiyle TRT. nin manevi kişiliğini kamuoyu karşısında küçük düşürdüğünü ve kişilik haklarına ağır bir tecavüzde bulunduğunu bildirerek, bu nedenle 500.000 lira manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, savunmasında, TRT.nin, valilerden alınan mesajların, o tarihteki genel müdürü desteklemek için verildiği izlenimini uyandıracak tarzda yayınlandığını, ilgili valilerle temas ettiklerini ve bu görüşlerinin doğru olduğunun anlaşılması üzerine 31.1.1975 günlü haberin gazetelere verildiğini, bunda TRT'yi küçük düşürmek amacı olmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
Kişilerin şeref ve haysiyetleri, MK.nun 24. ve BK. nun 49. maddeleri gereğince korunması gereken kişilik haklarındandır. Tüzel kişilerin de bu hükümlerden yararlanabilecekleri bilimsel ve yargısal içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır. Kişiliğe karşı haksız bir tecavüz halinde bunun önlenmesi istenebileceği gibi (MK. m. 24), tecavüzün gerçekleşmiş bulunması halinde de manevi tazminat davası açılabilir (BK. m. 49). BK.nun 49. maddesine dayanılarak açılan tazminat davalarında, haksız fiilin unsurlarından başka kusurun ve zararın özel ağırlığının varlığı da gereklidir. Gerek davacı TRT. gerekse davalı ajans basına dahil kurumlardır. Basın özgürlüğünün Anayasamızda özel bir yeri vardır. Anayasa'nın 20. maddesinde, herkesin düşünce ve kanaat hürriyeti olduğu ve düşünce kanaatlerin söz, yazı, resim ile veya başka yollarla açıklanablieceği ve yayınlanabileceği açıklandıktan sonra, 22. maddesinde de, basının hür olduğu belirtilmiştir. Ancak basın özgürlüğü de sınırsız değildir. Bu özgürlük, kişilerin kişilik haklarıyla sınırlıdır. Diğer bir deyimle, basın özgürlüğü MK.nun 24. ve BK. nun 49. maddelerinin hükümleri ile sınırlı bir özgürlüktür (Egger, İsviçre Medeni Kanun Şerhi Giriş ve Kişinin Hukuku, Volf Çernis çevirisi, 1947, S. 294, 295). Fakat kişilik haklarının sınırları da kamu yararı yönnüden aşılabilir. Yani, kamu yararı ile kişi yararı çatıştıkta kamu yararı üstün tutulur (Bak. Prof. Haluk Tandoğan, Şahsiyetin Akid Dışı İhlallere Karşı Korunmasının İşleyiş Tarzı ve Basın Yoluyla Olan İhlallere Karşı Özel Hayatın Korunması, 1963, S. 31). Basının kamuyu aydınlatma konusnudaki yararı, mağdurun şeref ve haysiyet varlığına oranla daha üstün bir değer gösterdiğinden eylemin, özel hukuk bakımından dahi hukuka aykırılığı ortadan kalkar (Tandoğan, age, S. 23). Basın özgürlüğünün kapsamı içinde haber verme, kamuyu aydınlatma ve oluşturma, eleştiri de yer alır. Bunlar basının hem hakkı, hem de görevidir. Ebleştiri sert, kırıcı, kişiyi küçük düşürücü de olabilir. (Egger, age, S. 286 ve d.). Basında yayınlananhaber ve eleştiri objektif oldukça, d oğru olaylara dayandıkça, doğru bir amaca yönelik bulundukça, şeref ve haysiyete tecavüoz olsa bile sorumluluk söz konusu edilemez, çünkü bu halde hukuka aykırılık ortadan kalkmaktadır. (Egger, age, S. 297). O kadarki, kişiye karşı basında yapılan isnatların bir dayanağı bulundukça, davranışta ağır kusur unsurunun var olmadığı benimsenir (Beckirr İsviçre Medeni Kanunu Şerhi, IV. Borçlar Yasası Kısmı I, Fas. II. Dr. Kemal Reisoğlu çevirisi, 1968, S. 305).
Bu hukuki ve bilimsel açıklamalardan sonra olay incelendikte, davacı TRT kurumunun bazı kişilerin mesajlarını haber bülteninde yayınladığı ve fakat, davalı ajansın, bu mesajların maksatlı olarak tahrif edildiğini ileri sürerek bunu haber olarak yazılı basına verdiği tarafların iddia ve savunmalarından anlaşılmaktadır. Ancak, davalını yazılı basına verdiği ve haber üzerine gazetelerde, (Irmak TRT. için tahktik heyeti kurulduğunu açıkladı), (Suçüstü), (TRT. 6 valinin telgrafını tahrif edip yayınlamış), (TRT. 6 İl'in valisine bir güzel oyun oynamış), (TRT Valilerin mesajlarını tahrif etmiş), (TRT. 6 vali adına yalan haber vermiş), (TRT. 6 valinin tebrik mesajlarını tahrif etti) gibi, gerçekten davacı kurumun kişilik haklarını zedeleyen başlıklar altında ve içerikleri de aynı nitelikte ve ağırlıkta olan yazılar yazılmıştır. Davacının, bu gazeteler aleyhine de dava açma olanağı vardır. Gazetelerin haberi davalı ajanstan almış olmaları onları sorumluluktan kurtarmaz. Meğerki haber doğru objektif olsun. Ancak davacı TRT. kurumu bu haberi yayan haber ajansına karşı da aynı hakları haizdir. TRT. gibi bir Anayasa kuruluşunu, haberleri maksatlı olarak tahrif ettiği şeklinde itham etmek, bu kurumun kişiliğini ağır bir biçimde zedeler. Davalının da bir basın kuruluşu oluşu, verdiği haberin doğru ve objektif olmaması halinde, kusurunu özellikle ağırlmaştıran bir durumdur. O halde, ilke olarak, davacının davasının kabulü gerekir. Davalı da, tazminat sorumluluğundan ancak, haberin doğru olduğu, objektif bulunduğu, dayanağının gerçek olduğunu ispat etmekle kurtulabilir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, valiler tarafından verilen mesajların nitelik ve içeriği ile TRT. haber bülteninde yayınlanış biçimlerini karşılaştırmak, gerekiyorsa tarafların dayandığı sair delilleri de toplayarak davalının savunmasında ileri sürdüğü ve yazılı basına yaydığı haberde belirttiği gibi, mesajlar ile TRT. de veriliş biçimleri arasında bir nitelik farkı olup olmadığını araştırmak, bir fark bulunmaması halinde davayı kabul ile uygun bir tazminata hükmetmek savunmada ileri sürüldüğü gibi tahrifat niteliğinde maksatlı bir değişiklik tesbit edilmesi halinde de davayı, şimdi olduğu gibi reddetmekten ibarettir. Durum bu iken, hiçbir inceleme ve münakaşaya girmeden olayda BK. nun 49. maddesi koşullarının bulunmadığından bahisle davayı reddetmek usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Mahkemenin, kaldıki tekelci yayın esasına göre hizmet ifa eden TRT. kurumuna karşı özel ve tüzel kişilerin rekabet olanağı da mevcut bulunmadığından davacı kurumun zararının da söz konusu olamıyacağı, şeklindeki gerekçesi de olyada ne haksız rekabete dayanılmış, ne de maddi tazminat istenmiş olmamakla yerinde ve davaya uygun bir gerekçe değildir. Davacının TRT. yayınlarını tekel halinde yapmaması, başka özel veya tüzel kişilerin onunla rekabet edememesi, onun kişilik haklarına tecavüz edilmesini engelliyecek ve böyle bir tecavüz halinde de onun tazminat isteme hakkını ortadan kaldıracak hususlar değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA 8.7.1977 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini