Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1976/11251
K: 1978/5
T: 05.01.1978
DAVA : Taraflar arasındaki rücu tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 45730 lira 96 kuruşun faiziyle birlikte davalılardan kararda yazılı şekilde alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükümün davalılardan Kazım avukatı tarafından ve davacı Hazine ile davalılardan Kemal avukatı tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - Dairemizin 6.7.1967 gün, 1965/6790 esas ve 5861 karar sayılı emsal bir içtihadında da söz edildiği vechile; olayda takrir alan davalı tapu memurunun ibnraz edilen vekaletnamenin sahte olduğunu ve ilgililerin bir sahte işlem üzerinde anlaştıklarını bilecek durumda olduğunu gösteren bir neden ve delil ibraz edilememiştir. Takrir alan memurun mübrez ve usulünce onaylanmış bir vekaletnamenin geçerliği üzerinde ayrıca bir inceleme yapmak zorunluğu da yasada benimsenmiş değildir. meğer ki, şüpheli bir durum bulunmuş olsun. Olayın gerçekleşmesinde ibraz edilen vekaletnamenin durumuna, takrirde açıklanan sözlerin vekaletnameyi doğruladığına göre, davalı tapu memuru Kazım'ın bu olayda sorumluluğunun kabulü mümkün değildir. Yine Dairemizin 21.12.1965 gün ve 6924/7631 sayılı dosyada mevcut kararımızda da belirtildiği gibi, tapu memurlarının tapu dairelerinde vekilleri eliyle yapılan işlemlerde, vekillerden re'sen düzenlenmiş bir vekaletname aramasına da gerek yoktur. Çünkü, vekalet sözleşmesi şekle bağlı sözleşmelerden değildir. resmi daireler önünde yapılan işlemlerde vekaletnamenin yazılı şekilde olmasını aramak vekilin sıfatının belirtilmesi ve tevsiki bakımından yeterlidir. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ile Adalet Bakanlığı'nın genelgeleri genel müdürlük ile tapu memurları arasındaki ilişkiye ait olup, üçüncü kişileri ilgilendirmez. Tapu dairelerinde yapılan işlemlerde vekilin sıfatının bir belge ile belirtilmiş olması yeterli olacağına göre, ayrıca noterlikçe doğrudan doğruya düzenlenmiş bir vekaletname aranmasına yer yoktur. Tapu Kanununda, Nizamnamesinde, Noter Kanunu ve Medeni Kanunda bu görüşün aksine yoruma yeterli hüküm de yoktur. Çünkü, Tapu Sicil Nizamnamesinin 17. maddesinde öngörülmüş olan (musaddak vekaletname) deyiminin, Noterlerce resen düzenlenmiş bir vekaletname anlamına gelmiyeceği de açıktır. Nitekim olay tarihinde yürürlükte bulunan Noter Yasasında da bu konuda bir açıklık yoktur. Ancak 1512 sayılı Yeni Noterlik Yasasının 89. maddesinde bu kere getirilen açıklık bu görüşü desteklemektedir. O halde, davalı tapu memurunun tazminatla sorumlu tutulması anılan nedenlerle mümkün olmadığından bu davalı hakkındaki dava reddedilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
2 - Olayımızda, davacı Hazine, MK. nun 917 ve davalı noter de, Noter Kanununun 64. maddesi hükmünce doğan zarardan sorumludurlar. Gerek davacı hazinenin ve gerekse davalı Noterin sorumluluğu yasalardan doğmuştur. Her ikisinin müşterek kusurlarıyla doğan bir zarar söz konusu olmadığı için, gerek davacı Hazine ve gerek davalı noter, BK. nun 51. maddesi hükmünce, zarara uğrayan üçüncü kişiye karşı eksik teselsül hükümlerince sorumludur. Nitekim, zarara uğrayan davacı üçüncü kişi hazine ile birlikte davalı noteri de dava etmiş, dava sonunda her ikisi de tazminatla sorumlu tutulmuş ve fakat üçüncü kişi zararın tamamını davacı hazineden tahsil etmiştir. Bu durumda, davacı Hazinenin BK. nun 51. maddesi hükmünce, davalı notere rücu etmesi mümkündür. Çünkü, ikisinin sorumluluğu da yasadan doğmaktadır ve BK. nun 51. maddesinde öngörülen sıra rücu hakkının engellemektedir. Hal. böyle olunca, ikinci aşamada çözümlenmesi gerkeren sorun, davacı Hazinenin davalı notere ne oranda rücu edebileceği olmalıdır. Bu yön, BK. nun 146/1. maddesi hükmünde, düzenlenmiştir. Anılan maddede, eşit pay karinesi öngörülmüştür. Borcun niteliğinden, ve yasadan doğma bir istisna bulunmadığına göre, müteselsil borçlulardan herbiri, alacaklıya yaptığı ödeme nedeniyle birbirine eşit pay üzerinden rücu edebilir. olayda davacı hazinenin memurunun kusuru da bulunmadığına göre, davacı ancak, sorumlu tutulabilecek tazminatın yarısını davalı noterden isteyebilir. Mahkemenin, hazinenin ödediği bütün tutarın davalı noterden alınmasına ve böylece davacı hazinenin sorumluluktan tamamen kurtulmasına müncer olacak şekilde karar vermiş olması yasa hükümlerine aykırıdır.
3 - Zarara uğrayan üçüncü kişinin davacı hazine ile davalı noter aleyhine açtığı İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1967/159 esas sayılı davası sonunda; hazineni sorumluluğuna, noter hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı ve hazine tarafından temyiz edilmiş, dairemizce davacının temyizi kabul edilerek noterin de sorumluluğu cihetine gidilmek üzere hüküm bozulmuştur. Yerel mahkeme, eski hükmünde, direnmiş, hüküm bu kez yalnız davalı hazinenin temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulu'nca daire görüşü doğrultusunda yine bozulmuş, fakat karar düzeltme üzerine (direnme karşı davacının temyizi bulunmadığından) bahisle karar düzeltme isteği kabul edilerek temyiz dilekçesinin reddi cihetine gidilmiştir. Yerel mahkeme az yukarda anılan davada, davalı noterin sorumlu olmadığının kesin bir hükümle sabit olduğundan söz ederek bu dava ile sınırlı olmak üzere davacı hazinenin rücu davasını reddetmiştir. Oysa ortada yerel mahkemenin söz ettiği gibi kesin bir hüküm mevcut değildir. Eğer, ısrar kararı o davanın davacısı tarafından temyiz edilmiş olsaydı, hükmün bozulacağı Hukuk Genel Kurulu kararı ile anlaşılmaktadır. Davacı mağdurun ısrar kararını temyiz etmemesi müteselsil borçlulardan hazinenin durumu ağırlaştırmıştır. Ortada davacı hazine ile davalı noter arasında mevcut bir davada da olmadığına nazaran kesin bir hükümden söz edilmeyeceği gibi, zarara uğrayan üçüncü kişi zararının tamamını hazineden tahsil ettiğine göre, zarara uğrayanın kararı temyiz etmeme şeklinde beliren davranışı hazineni notere rücunu engellemez. Çünkü, BK.nun 147. maddesi hükmünce, hazine zararının tamamını mağdura ödediği cihetle, alacaklının haklarına halef olmuş ve bu davayı halefiyet esasına dayanarak açmıştır. Anılan nedenlerle işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi yasaya aykırıdır, ve hüküm bu nedenle de bozulmalıdır.
4 - Davacı hazine, zarara uğrayan üçüncü kişi tarafından açılan davada mahkum edildiği tazminat ve hükmedilen faizi ile mahkeme giderlerini ve bu arada avukatlık ücretini icra koğuşturmasına mahal bırakmaksızın ödemesi gerekirdi. Bu itibarla, ödememek suretiyle temerrüde düştüğünden icra giderlerini isteyemez; hal böyle olunca davacının bu konuya yönelik temyiz itirazı yersizdir. ancak, davacı hazine müteselsil borçlu sıfatıyla dava tarihinden itibaren hükmün kesinleştiği güne kadar işlenmiş olan faizi de isteyebilir. Mahkemenin faiz hakkındaki isteği reddetmiş bulunması bu nedenle yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın birinci bentte gösterilen nedenle davalı Kazım'ın ikinci bentte gösterilen nedenle davalı noter yararına, üçüncü ve dördüncü bentte gösterilen nedenlerle davacı Hazine yararına BOZULMASINA ve davalı Kazım yararına takdir edilen 1400 lira duruşma avukatlık parasının davacı Hazineye ve hazine yararına takdir edilen 1400 lira duruşma avukatlık parasının da davalılardan Kazım'a yükletilmesine ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine, 5.1.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini