 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1976/10375
K: 1976/10416
T: 29.11.1976
DAVA : (B) ve arkadaşları adlarına avukatları (O) ve (M) ile 1 - Maliye Bakanlığı adına avukat (Ş), 2 - Karayolları Genel Müdürlüğü adına avukat (G) aralarındaki dava hakkında (Ankara Asliye 12. Hukuk Hakimliği)nden verilen 13.3.1975 gün ve 98 sayılı hükmün Dairenin 18.6.1976 gün ve 8440/6098 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacılar avukatı (O) tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Davacılar, Devlet Karayollarının stabilize malzeme hazırlaması konusundaki iş alan müteahhidinden parça iş almış kimselerdir ve kamyonlarıyla miktar başına yapacakları işe göre iş ücreti alacaklardır. Bayındırlık İşleri Genel Koşul Belgesinin 15. maddesinin 6,7,8. maddelerine göre idare işçilerin ücretlerinin ödenmemesi halinde önce bir araştırma yaparak sonunda ücretin ödenmediğini saptaması halinde ücreti bizzat ödeyerek iş parası borçlarını ödemek ve yükümlü veya taşaronun hak edişlerinden ve parayı indirmek zorundadır. Olayda davacılar, yükümlünün iş parası borçlarını ödemesi için hak edilişinden alınmak üzere ihtiyati tedbir kararı almışlar ve hemen yükümlüye karşı dava açmışlardır. O halde mahkemenin bu kararı yerine getirilmesi gerekli kararlardan olduğundan müteahhidin borcu bu paradan kesilmesi ve bekletilmeli idi. Buna rağmen idare, davacıların bu konuda dava açmalarına rağmen Samsun Mahkemesine başvurarak ödeme yeri gösterilmesi kararı almıştır. Samsun Mahkemesi bu isteğe ilişkin kararında istek olmadığı halde ödeten Devlet Karayollarından yükümlünün alacağına karşılık kimlere borçlu olduğunu araştırıp eline bırakılan paranın ne kadarının kimlere verileceğini araştırmış ve karara bağlamıştır ki bu karar Ankara Mahkemesinin verdiği tedbir kararı sonuçlarını hiç bir zaman ortadan kaldırmaz. Çünkü tediye mahalli kararı borçluyu borcundan kurtarmaz. (Bakınız: A. V. Thur, Borçlar Hukuku Sahife 530). Bir an için aksi farzolunsa bile Samsun Asliye Mahkemesinin tevdi konusundaki 28.10.1968 günlü kararından sonra Devlet Karayolları Genel Müdürlüğünün 25.1.1969 günlü yazısında davacılara ödenecek bir miktar para bulunduğu ve açılan dava sonuna kadar bloke edilmiş olduğu da bildirilmiştir.
Her ne kadar davalılar zamanaşımı savunmasında bulunmuşlar ve mahkemede kararını verirken bu yöne özenmiş ise de, zararın gerçekleştiği günden başlıyarak bir yıl içinde, hemen bu dava açıldığına göre bu savunma yersizdir reddi gerekirdi.
Devlet Karayolları Genel Müdürlüğünün kuruluşuna ilişkin 5539 Sayılı Yasanın 12. maddesinin son cümlesine göre ödemede bulunan ve 25.1.1969 günlü yazısına aykırı işlem yapan müdürün ödemeden sorumlu olduğu gibi Maliye Bakanlığının memuru olan muhasip de bu zarardan sorumlu ve onu çalıştıran davalı Bakanlık da sorumludur. Bakanlık sorumluluğu 1050 Sayılı Yasaya, Genel Müdürlüğün sorumluluğu 5539 Sayılı Yasaya dayanmaktadır. Çünkü davacıların aradaki iş koşullarına göre gerçekleşen alacaklarının hemen ödenmesi bu Yasal kurallar uyarınca kendilerine ödeme yapılmamasından doğan zarara dayanmaktadır. Bu yönler gözetilmiyerek verilen mahkeme kararının onanmasına ilişkin daire kararına karşı yöneltilen düzeltme dileği Usulün 440. maddesine uygun olduğundan kabulü ile hükmün bozulması Usulün 442. maddesi gereğidir.
SONUÇ : Usulün 440 ve 442. maddeleri hükmünce, düzeltme dileğinin kabulü ile onama kararının kaldırılmasına, temyiz olunan hükmün gösterilen nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA ve davacılar yararına takdir edilen 1.000 lira duruşma avukatlık parasının davalılara yükletilmesine, evvelce alınan onama harcının istek halinde geri verilmesine 29.11.1976 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
1 - Davacıların asıl borçludan alacağını tahsil imkanı bulundukça ve asıl borçlunun aciz halinde olduğu isbatlanmadıkça hazine ve idare hakkında dava açılamaz. Bu nedenle henüz davalılar için dava açma zamanı gelmemiştir.
2 - Onama kararında gösterilen nedenlerde göz önünde tutularak düzeltme isteğinin reddi oyundayım.