 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1976/10341
K: 1977/6741
T: 09.06.1977
DAVA : Davacılar vekili; davalının asılsız suçlamalar ile müvekkillerine iftira edip savcılığa şikayet ettiğini ve mahkeme sonucu beraat ettiklerini ileri sürerek 8000 lira manevi tazminatın davalıdan alınmasını istemiştir.
Yapılan yargılama sonunda; dava, ceza dosyasiyle sabit olduğundan 8000 lira manevi tazminatın davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verildiğine ilişkindir.
Temyiz eden: Davalı vekili.
Temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Davacılar davalının şikayet hakkını kötüye kullandığından ve bu şikayet sonucu kişisel çıkarlarının ağır bir şekilde halele uğratıldığından ötürü manevi tazminat istemişler, mahalli mahkeme ise davacıların ceza davasında beraat ettiklerinden ve şikayetin yasaya aykırı olduğundan bahisle manevi tazminata hükmetmiştir. Anayasanın 31. maddesinde (hak arama hürriyeti) olarak tanımlanan ihbar ve şikayet hakkı her temel hak ve hürriyet gibi sınırlı olmakla beraber bu hakkın kötüye kullanıldığı kesin olarak saptanmadıkça bu hakkı kullananın tazminatla sorumlu olduğu düşünülemez. Diğer bir deyimle şikayet edenin BK.nun 49. maddesi hükmünce sorumlu tutulabilmesi ağır bir tecavüz olmasına, kusurun da ağır bulunmasına ve özellikle bu tecavüzün hukuka aykırı olmasına bağlıdır. Çünkü ana kural zabıtaya ya da suçları kovuşturmaya yetkili makamlara yapılan ceza şikayetleri ve ihbarlar hukuka aykırı değildir. Bu ihbarın hukuka aykırı olması için ya şikayet edilen kişilerin suçsuz olduğu bilinerek onları zararlandırmak ve küçük düşürmek amacı ile yapılması ya da şikayette bulunanın elinde şikayetine konu edeceği olayın vukuuna delalet edecek ciddi ve inandırıcı kanıtların bulunmaması halinde kusurlu davranılmış ve hukuka aykırı hareket edilmiş olur. Oysa olayımızda davacıların kendilerine isnat edilen hukuka aykırı eylemde bulundukları yolunda, velev bir ceza mahkumiyetini gerektirmese dahi bir çok ciddi ve inandırıcı kanıt vardır. Örneğin rızai cinsi münasebette bulunan kişi ile diğer davacılar uzun süre aynı evde oturmuşlar, aynı odada yatmışlardır. Kaldiki dosyadaki yazılı belgede inandırıcı kanıtlardan biridir. O halde yapılan ceza şikayetinin kötüye kullanıldığının kabul ile manevi tazminata hükmedilmesi olayda ağır kusur, ağır zarar, hukuka aykırılık unsurları bulunmadığı cihetle yasaya aykırıdır ve hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine 9.6.1977 gününde oybirliğiyle karar verildi.