 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1976/3311
K: 1976/3753
T: 03.05.1976
DAVA : (D) ile (N) ve (M) aralarındaki nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda davanın yetki yönünden reddine dair verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : İstek, yardım nafakası takdirine ilişkin olup yetkili mahkeme, nafaka ödemekle yükümlü olan kişinin ikametgahı mahkemesidir (M.K. 316).
Birden çok kişiler hakkındaki dava, davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde açılabilir. Ancak, hakkın kötüye kullanılması amacı güdüldüğü anlaşılırsa, anılan kural geçerli olmaz (H.U.M.K. 9).
Dava, müşterek çocuk tarafından ana babadan nafaka istenmesine ilişkindir. Davalılardan (M) süresinde yetki itirazında bulunmuştur. Öyle ise, az önce açıklanan ilkeler çerçevesinde yetki itirazanın incelenmesi gerekirken olaya uymayan düşüncelerle yetkisizlik kararı verilmesi yanlıştır. Şöyleki:
Dava yardım nafakası ile ilgili (M.K. 315) iken iştirak nafakası (M.K. 148) şeklinde nitelendirilmesi açık bir uygulama yanlışlığıdır. Öte yandan görev ve yetki itirazının birlikte incelenmesi söz konusu olduğu hallerde önce görev uyuşmazlığı çözülür (H.U.M.K. 191). Olayda görev sulh hukuk mahkemesine ait olmakla beraber (H.U.M.K. 8) bir an için asliye mahkemesi görevli bile olsa, dosyanın Konya Asliye Hukuk Mahkemesi'ne devredilmesi gerekir. Çünkü: Yetki itirazanın incelenmesi ve yerinde görülürse yetkisizlik kararı verilmesi ve dosyanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesi görevi o mahkemeye aittir (H.U.M.K. 27).
Yukarıda açıklandığı üzere olayda görev sulh hukuk mahkemesinin iken görevsizlik kararı verilmesi bozmayı gerektiği gibi, asliye mahkemesinin yerine geçilerek onun adına İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yetkili sayılması da kabul şekli bakımından usul ve kanuna aykırıdır.
O halde yukarıda açıklandığı şekilde yetki itirazı incelenerek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekir.