 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1976/3027
K: 1976/3280
T: 14.04.1976
DAVA : H. Çetin ile R. Çetin arasındaki tenkis davasının yapılan muhakemesi sonunda, davanın reddine dair verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1 - Zamanaşımı iptidai (ilk) itirazlardan olmadığı için cevap layihasında yazılması zorunluğu yoktur. Ancak, cevap dilekçesinde dayanılmayan zamanaşımı, daha sonra ileri sürülürse davalı taraf savunmanın genişletilmesine karşı koyabilir. (H.U.M.K. 202) Bu takdirde zamanaşımı defi incelenemez.
Kanuni cevap süresinde zamanaşımından söz edilmemiş olmakla beraber yargılamanın devamı sırasında davalı taraf defide bulunmuş fakat davacı savunmanın genişletilmesine karşı koymamıştır. O halde zamanaşımı yönünden inceleme yapılmasına engel yoktur.
Mirasçı temliki tasarrufu miras bırakanın sağlığında biliyorsa zamanaşımı ölüm gününde başlar. (M.K. 513) Davaya konu yerin davalı tarafa temlik edildiğini, miras bırakanın sağlığında davacının bildiğinde uyuşmazlık yoktur. Öyle ise ölüm gününden başlayarak bir yıl içinde tenkis davacı açabilir. Ölüm günü ile dava günü arasında bir yıldan çok az zaman geçmiştir. Şu durumda dava süresinde açılmış iken, temlik tarihi başlangıç sayılarak zamanaşımı sebebiyle davanı reddedilmesi bozmayı gerektirir.
2 - Dava zamanaşımı sebebiyle reddedilince uyuşmazlığın esası hakkında hüküm verilemez. Bu kurala uyulmamış olması da usul ve kanuna aykırıdır.
3 - Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ıvazlı (Karşılığı olan) sözleşmelerdendir. Ivaz (Karşı edim) bakış gözetmedir.
Bir kimsenin babasına, anasına, çocuk ve kardeşine veya başka yakın akramasına bakıp gözetilmesi ahlakı bir ödev olduğu kadar, şartları varsa kanuni görevidir. Ancak, bu görevin sınırı aşılmadığı, bakım onlar için bir külfet ve sıkıntı haline glediği zaman bu hizmete karşılık bir şey istenebilir. bu takdirde sözleşme ıvazlı olur. Örnek verirsek: Özel bakımı gerektiren kişiye bakılması amacı ile yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesi geçerli olup bağış niteliğinde sayılamaz. Aksi halde böyle bir sözleşme karşılıksız olup, tenkisi gerekir.
Öte yandan bir kimse mal varlığının tümünü veya ona yakın kısmını ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile başkasına verirse bu davranış, saklı payı giderme kastının objektif delili olur.
Olayda miras bırakanın özel bakıma ihtiyacı olmadığı ve mal varlığının tümünü davalıya verdiği gözetildiği takdirde ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesinin saklı payı zedeleme amacına yönelik olduğunun kabulü gerekir. buna rağmen kasıt bulunmadığından söz edilerek davanın reddedilmesi yanlıştır. Yapılacak iş, tenkis hükümleri çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılıp hüküm verilmesinden ibarettir. Buyön gözetilmeden davanın reddedilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA 14.4.1976 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.