Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E:1976/203
K:1976/633
T:29.01.1976
  • ATATÜRK'ÜN VASİYETİ
  • TESBİT KARARININ NİTELİĞİ VE SINIRI
  • KESİN HÜKÜM
* ÖZET:1 - Sürekli sözleşme veya ilişkilerde belli bir dönem veya kısım için verilip edayı da kapsayan kararların tesbit bölümü, o ilişki devam ettiği sürece taraflar için kesin hüküm teşkil eder. Eda bölümü ise, açılan dava ile ilgili dönem ve uyuşmazlık ile sınırlı olmak üzere sonuçlar doğurur.
2- Hüküm, kelimenin sözlük anlamları değil, iddia ve savunma çerçevesinde olmak üzere yargılamadan elde edilen hukuki sonuç (muhassala) dır.
(743 s. MK. m. 463, 464, 497, 722)
C.H.P. adına Genel Sekreterliği ile Türkiye İş Bankası, Türk Dil ve Türk Tarih Kurumu arasındaki tesbit davasının yapılan muhakemesi sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki taraflar, temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılması da C.H.P. Genel Sekre terliği, Türk Dil ve Türk Tarih Kurumu taraflarından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Uyuşmazlık, Yüce Atatürk'ün 9.5.1938 günlü el yazısı ile yazılmış vasiyetnamesinden doğmaktadır.
1 - Dava dilekçesinde yokken sonradan verilen dilekçe ile, kurumların amaçları dışına çıktıklarının tesbiti istenmiş, davalılar iddianın genişletilmesine karşı koymuşlardır. (H.UM.K. 185) Bu bakımdan tesbit isteğinin incelenmemiş olmasında bir yanlışlık mevcut değildir. Esasen, tesbit davası eda davasının öncüsü olduğu için (7.7.1965 günlü ve 5/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Eda davası açmak hakkı olmayanın tesbit davası açması mümkün değildir. CHP, davalı derneklerin feshi hakkında dava açmak hakkına sahip olmadığına göre (M.K. 71, 1630 sayılı Dernekler Kanunu Md. 43) Kurumların (Derneklerin) amaçlarından ayrıldıklarının tesbitine ilişkin davanın reddedilmesi doğrudur. Onun için bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davanın niteliği ve tarafların sıfatı gözönünde tutulduğu takdirde istekler tesbit davasına konu olabilir. Bu bakımdan anılan konuya ilişen temyiz itirazı yerinde değildir.
3- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle evvelce Kurumların açtığı dava ile, İş Bankasının belirlenen sıfatına ve temyize konu davadaki bozmaların doğuracağı sonuca göre, İş Bankasının temyiz itirazı ile tarafların aşağıdaki bentlerin dışında kalan tüm temyiz itirazları yersizdir. 4- Her dava iki bölümden oluşur. Biri tesbit, öbürü edadır. Sürekli sözleşme veya ilişkilerde belli bir dönem veya kısım için verilip edayı da kapsayan kararların tesbit bölümü, o ilişki devam ettiği sürece taraflar için kesin hüküm teşkil eder. Eda bölümü ise, açılan dava ile ilgili dönem ve uyuşmazlık ile sınırlı olmak üzere sonuçlar doğurur. Mesela: Bir davada, taşınmaza el koymanın hukuka aykırılığı kabul edilerek işgal tazminatı alınmasına veya arada kira sözleşmesi bulunduğu öngörülerek kiranın ödetilmesine karar verilmesi halinde, ondan sonraki dönemde açılacak davalarda, artık işgalin haksız olup olmadığı veya kira ilişkisinin bulunup bulunmadığı araştırılamaz. Çünkü ilk kararla fuzuli işgal ve kira yönünden kesin bir tesbit hüküm meydana gelmiştir.
Evvelce kurumların açtığı davalarda, İş Bankası'nın çeşitli tarihlerde yaptığı sermaye artırımları dolayısiyle parasız (bedava) hisse senetlerinin karlarının kime ait olduğu tartışma konusu olmuş, verilen hükümler onanmıştır. Hüküm, kelimenin sözlük anlamları değil, iddia ve savunma çerçevesinde olmak üzere yargılamadan elde edilen hukuki sonuç (muhassıla) dır. Onun için kararlar incelenirken hüküm fıkrasında yer alan kelimelere az önce açıklanan kural çerçevesinde değer ve anlam verilmesi gerekir. Sözü edilen davaların hüküm fıkraları ile: (Yargıtay ilamında da belirtildiği gibi) CHP. nin mansup mirasçı, Türk Dil ve Tarih Kurumlarının irat tahsis edilen musaleh, İş Bankası'nın, para ve hisse senetlerini nemalandırmakla görevli tenfiz memuru oldukları ve çeşitli zamanlarda Türkiye İş Bankası'nın Sermaye artırımı dolayısiyle çıkardığı bedava hisse senetlerinin kuru mülkiyetinin mansup mirasçıya, bunların gelirinin ise irat vasiyetlilerine (musalehlere) ait olduğu tesbit edilmiş ayrıca, ödetilmesi geri bırakılan 1968 yılına ait 452 gelirin kurumlara ödenmesine karar verilmiştir. Açıklanan hüküm fıkrasının eda bölümü sırf 1968 yılının geliri ile sınırlı olup tesbit bölümü ise, zaman ve dönemle sınırlı değildir. Olması da düşünülemez. 0 halde kurumlarla CLIP arasında parasız hisse senetleri konusundaki uyuşmazlık kesin hükümle çözülmüştür. Hal böyle olunca, gerekçelerinin kesin hüküm sayılıp sayılmıyacağı yönünden, tarafların iddia ve savunmaları ile mahkemenin görüşünün tartışılmasına lüzum kalmamıştır.
Kurumların evvelce açtığı davalarda, 1968 yılının gelirinin kendilerine ödenmesi ayrıca, bedava hisse senetlerinin kuru mülkiyetinin partiye, gelirinin ise vasiyetnamede yazılı olanlara ait bulunduğunun tesbiti istenmiş ise de, tespit bölümü hakkında mahkemece bir karar verilmemiş, edanın tespiti de kapsayacağı, tekrarda bir yarar bulunmadığı düşüncesi ile keyfiyet bozma sebebi sayılmamıştır.
Kaldı ki sermaye artırımı kurumlara verilmesi gereken gelirin onlara eksik ödenmesi, sonucu meydana gelen birikimin karşılığı olduğuna göre; bedava hisse senetlerinin nemasından kurumların yararlanmasından tabii birşey olamaz. Öte yandan, kurumların açtığı davalara ait kararların onanmasına ilişkin Yargıtay ilamlarında açıklanan gerekçeler karşısında parasız hisse senetlerinin kuru mülkiyetlerinin mansup mirasçıya ait olacağı, gelirlerinin ise musalehlere verileceği yolundaki düşünceden dönüşü gerektiren hukuki bir sebep ve yeni durum da söz konusu değildir.
Öyle ise, bedava hisse senetlerinin Cumhuriyet Halk Partisi'ne ait olacağı yolundaki tesbit isteğinin kesin hüküm sebebi ile reddi gerekirken yazılı sebep ve düşüncelerle tersine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Yüce Atatürk, İş Bankasındaki hisse senetlerinin gelirlerinin ileride tümünün Türk Dil ve Türk Tarih Kurumlarına kalmasını arzu etselerdi ya bunu açıkça ifade ederlerdi veya tüm geliri onlara bırakıp vasiyetnamede adları yazılı kişilere aylıkların kurumlarca ödenmesini öngörürlerdi. Oysa vasiyetname böyle düzenlenmemiş, önce aylık verilmesi ve diğer işlerin yapılması istenmiş, artanın yarı yarıya verilmesi arzusu gösterilmiştir. Vasiyetnamenin bu yazıliş şekli karşısında Yüce Atatürk ölenlerin aylıklarının mansup mirasçı CHP sine geçmesini arzu etmiştir. İlk davada bu yön uyuşmazlık konusu yapılmadığı için, önceki kararlar bu hususta kesin hüküm sayılamaz. 3
Vasiyetnameye göre, yıllık gelirden aylıklar ödenecek, geriye kalan, kurumlara verilecektir. Görülüyor ki kişilerin gelirden her ay belli miktar para almaları öngörülmüştür. Bu açıklığa rağmen aylıklara tekabül eden hisse senetlerinin mansup mirasçıya geçmesi gerektiğinin tesbiti yanlış olduğu gibi apaçık bir çelişki de vardır. Şöyleki: Sağ olanlar, vasiyetnamede yazılı aylıkları alacaklar, ölümleri halinde ise mansup mirasçı o aylığın karşılığı olan hisse senedine tekabül eden ve aylığın çok üstünde tutarı bulunan bir gelirden yararlanmış olacaktır ki, bunun hukuk ve mantık açısından savunulması imkansızdır. Öyle ise az önce belirtildiği gibi ölenlerin ve öleceklerin sadece sağlıklarında kendilerine ödenen aylık tutarlarının ölümlerinden sonra mansup mirasçı CLIP sine geçmesi gerektiğinin tesbitine karar verilmesi zorunlu iken bu yön gözetilmeden asıl ve bedava (parasız) hisse senetlerini kapsar şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Sonuç: Temyiz edilen kararın gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, taraflar yararına biner lira vekalet ücreti takdirine 29.1.1976 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini