 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
E: 1976/7147
K: 1976/7432
T: 10.09.1976
DAVA : Sarhoşluktan sanık (İ)nin yapılan yargılaması sonunda; TCK.nun 571/1. maddesi gereğince elli lira hafif para cezasiyle mahkumiyetine dair (Divriği Sulh Ceza Mahkemesi)nden verilen 22.7.1976 günlü karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı'nca verilen 12.8.1976 gün ve 35219 sayılı yazılı emre müsteniden dava dosyası C. Başsavcılığının 16.8.1976 tarih ve 586 sayılı tebliğnamesiyle daireye gönderilmekle okundu.
Mezkur tebliğnamede:
Sanığın tescil isteği hakkında bir karar verilmemesinde isabet görülmediğinden CMUK.nun 343. maddesi gereğince mezkur hükmün bozulması lüzumu yazılı emre atfen ihbar olunmuştur.
Gereği düşünüldü:
KARAR : Mahkemelerden verilerek Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşen hükümlerin yazılı emirle bozulması bu hükümlerde kanuna muhalefet edilmesi koşuluna bağlı tutulmuş ve usul kanunumuzda sayılan mutlak kanuna muhalefet sebepleri arasında cezanın ertelenmesi isteminin red ve kabulü yolunda bir karar verilmemesi hali gösterilmemiş olması nedenleriyle sözü edilen yasanın 307. maddesinde hukuki bir kaidenin tatbik edilmemesi yahut yanlış tatbik edilmesi biçiminde de tanımlanan kanuna muhalefet deyiminin anlam ve kapsamının belirtilmesi gerekmektedir. Kuralsal olarak bu deyim yalnız yasaları değil bunların hükümlerinin yerine getirilmesini sağlamak için yetkili makamlarca çıkarılan tüzük ve yönetmeliklerle uygulama alanında doktrince kabul edilmiş ilke ve kuralları da içine alır.
Cezaların ertelenmesi keyfiyetinin ilgilinin isteğine bağlı tutulmadığı ve mahkemece kendiliğinden de uygulanabileceği düşünülürse hakimin; geçmişteki haliyle ahlaki eğilimleri itibariyle cezasının ertelenmesi sanığın ileride cürüm işlemekten çekinmesine sebep olacağı hakkında kanaat hasıl etmesine rağmen bu temel ceza hukuku müessesesini gözden uzak tutabileceği farzedilemez şu suretle kanaat takdir gibi sübjektif kavramların yer olmasiyle gerçekleşecek ertelemeye karar verilmemiş olması hali bir hukuki kaideye aykırılık ve dolayısiyle kanuna muhalefet sayılmamalıdır. Aksi halde bu yönden Yargıtay'ca yapılan bozmalar üzerine mahkemelerin eski kararlarında direnme dışında her halde erteleme kararı vermeleri gerekirdi. Halbuki bir hukuki kaide olmamakla beraber ceza yargılamaları usulünde uygulama gelişmesi sonucu olarak Yargıtay'ca normal kanun yolu incelemelerinde bu yönden yapılan bozmalara karşı mahkemelerin yine de erteleme kararı vermemelerine ilişilmemekte olması bu konunun uygulaması gereken bir hukuki kaide olmamasından ötürüdür. Diğer deyimle erteleme isteminin karşılanmaması yönünden erteleme istemi üzerinde durması için "uyarma amacına" yönelmektedir.
Bu nedenlerle yazılı emre dayanan ihbarname isteminin yerinde görülmediğinden REDDİNE 10.9.1976 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.