 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
E: 1976/2692
K: 1976/4949
T: 21.05.1976
DAVA : Mektupla hakaretten sanık (D) nin beraatine ve yargılama giderinin davacıdan alınmasına dair (Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi)nden verilen 27.1.1976 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından süresinde dilekçeyle istenmek, şartı depo parasıyla yerine getirilmek ve dava evrakı C. Başsavcılığının 9.3.1976 tarihli tebliğnamesiyle daireye gönderilmekle okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği düşünüldü:
KARAR : Davacının kocası (A) ile yanyana çekilmiş resmi ele geçirerek kocasının resmini kesip yerine sanığın kendi resmini ilave etmek suretiyle fotomontaj yolu ile meydana getirilen resmin arkasına "Arının balını ben aldım mumunu sana koydum" yazısı yazılıp davacının İzmir'de askerlik hizmetini yapmakta olan kocası (A) ya gönderdiği, şikayet dilekçesi ve buna ekli olarak verilen fotoğraftan anlaşılmaktadır. Sanık, fotoğraftaki erkek resminin kendisine ait ise de bu işlemi kendisi yaptırmadığını, göndermediğini arkasındaki yazının da kendisi tarafından yazılmadığını savunmuştur.
Her ne kadar Polis Enstitüsü Kriminilastik Uzmanı tarafından verilen 29.9.1975 günlü raporda, fotoğraf arkasındaki yazıların mukayese yazısına benzemediğinden onun elinden çıkmış olamıyacağını bildirmiş ise de davacının iddiasına, komşu olmaları sebebiyle gerçek resmin sanık tarafından kolaylıkla elde edilmesi olanağı bulunmasına mukabil bir başkası için hem sanığın hemde davacının resimlerini elde etmesi ve bunlardan fotomontaj yaptırması olasılığı akla yakın görülmediği gibi resim arkasındaki yazıları da başkasına yazdırması veya kendi el yazısını kasten değiştirmiş olması ihtimali karşısında ve mevcud duruma göre failin, sanık olduğunu kabul etmek zorunludur.
Diğer taraftan yazı veya resim ile sövmek suçunun oluşması için yazının veya resmin failini, tecavüz etmek istediği kimsenin ismine yazılması veya ona gönderilmesi şart değildir. 3. şahsın sıfatı veya mağdurla olan akrabalığı dolayısıyla yazı veya resmin mağdura verilebileceğinin failce bilinmesi halinde bunun üçüncü bir kişiye yazılıp gönderilmesi ile de 482/2. fıkradaki suç unsurlarının oluştuğunu kabul etmek gerekir. Suç konusu resmin, davacının kocasına gönderilmemiş olmasına göre onun vasıtasıyla karısına duyurulacağı hatta kocası yanında kendisini küçük düşürmek maksadını güttüğü aşikardır. Aksini kabul gerçeğe ve sosyal koşullara aykırı düşer.
Bu itibarla, gerek eylem olarak ve gerekse hukuken sanığın suçu sabit olup hükümlülüğüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle beraat kararı verilmesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı ve şahsi davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün bu nedenlerle ve tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, depo parasının geri verilmesine 21.5.1976 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.