 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1976/8269
K: 1976/8425
T: 13.09.1976
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Salihli Asliye Hukuk Hakimliği'nden verilen 10/2/1976 gün ve 543/54 sayılı hükmün Onanmasını mutazammın daireden sadır olan 29/4/1976 gün ve 4498/4448 sayılı kararın süresi içinde tashihen tetkiki davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla bittetkik gereği düşünüldü:
KARAR : Ölünceye kadar bakma bözleşmelerinde, bakım borcunun yerine getirilmediğinden söz edilerek açılacak fesih davalarının, her halde alacaklı durumda bulunan kimse tarafından "bizzat" açılmasını ve mirasçının böyle bir yetkiye sahip olmamasını öngören ve her zaman mutlak olarak uygulanması gereken kesin bir kural mevcut değildir.
Ancak iyi niyet ilkesi ile bağdaştırılamıyan hallerde mirasçının böyle bir dava hakkına sahip olmadığı ileri sürülebilir. Olayda ise böyle bir durumun var olup olmadığı yönü üzerinde yeteri kadar durulmamıştır. Ortak miras bırakanın kansere müptela olduğu ve son günlerin yaşadığı bir sırada ölünceye kadar bakma sözleşmesini düzenlediği kuşkusuzdur. Alacaklı miras bırakan sözleşmesinin yapılmasından 20 gün sonra ölmüştür.
Uyuşmazlıkların çözümlenmesinde isabetli ve adil bir sonuca varılabilmesi için, davaya konu olan olayın "insancıl" bir açıdan ve "hayatın olağan icaplarına" uygun düşecek biçimde eleştirilmesi ve değerlendirilmesi gereklidir.
Bu olayda, miras bırakanın sağlık durumu ile sözleşme ve ölüm tarihleri arasında geçen zamanın kısalığı üzerinde duyarlıkla durulması gereken ve özellik taşıyan yönlerdir.
Sözleşme ve ölüm tarihleri arasındaki 20 günlük kısa süresi içinde, ölüm kalım savaşı veren miras bırakanın bir fesih davası açmağa ne "gücü" ve ne "zamanı" vardır. Bu nedenle dava açmak olanağına sahip bulunmayan miras bırakanın halinden memnun olduğu, sağlığında gerekli müracaatı yapmaması ve ses çıkarmaması gibi hallerin sözleşmenin bakma yükümlülüğünün yerine getirildiği anlamını taşıdığı ileri sürülmez. Miras bırakanın yukarda açıklanan engellerden ötürü açmağa imkan ve zaman bulamadığı bir davayı mirasçının açamıyacağını düşünmek hukukun temel ve genel ilkelerine, hayatın normal akışına ters düşen bir değerlendirme olarak sayılmak gerekir.
Hal böyle olunca mirasçı tarafından açılan davaya bakılması gerekli olduğu düşünülmeden davanın reddedilmesi yolsuzdur. Hükmün bu nedenle HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın iadesine 13.9.1976 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.