 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1976/4722
K: 1976/4164
T: 20.04.1976
DAVA : Taraflar arasındaki davada:
Davacılar, ötedenberi davalılar ile nikahsız yaşayan murisin 83 ada, 21 parsel sayılı evin 30.000 lira bedelle satış gibi göstermek suretiyle aslında bedelsiz ve muvazaalı olarak hibede bulunduğunu davalının evi alacak parası bulunmadığı gibi evin daha fazla değerde olduğundan muvazaalı olarak davalı adına tesis olan kaydın iptalini adlarına tescilini istemiştir. Davalı, murisin anasına evlatlık olarak girdiğini, evi parası ile ve peşin muamele ile peşin aldığını iddianın doğru olmadığını söylemiştir.
Dava sabit görülmekle kaydın iptaline davacılar adına payları oranında tesciline dair verilen kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla iş karara bırakıldı bilahare dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü:
KARAR : Muvazaa nedeniyle dava açılmıştır. Davacılar, dilekçelerinde miras bırakanları ile davalı arasında "Yasa dışı" ilişki mevcut olduğunu, bu nedenle kdava konusu taşınmazı davalıya bağışladığı halde tapuda satış göstermek suretiyle temlik yapıldığını ileri sürerek kaydın iptalini istemişlerdir.
Davacıların dinlettikleri tanıklardan ikisi miras bırakanla davalı arasında "aşki" bir bağlantı mevcut olduğunu söylemişlerdir. Yaşlı bir kimse olan miras bırakanın, Yasa dışı ilişkiyi sürdürebilmek amacıyla dava konusu taşınmazı davalıya temlik ettiği açıktır.
Temlikin saiki yasal olmayan birleşmeyi sürdürmek isteği olduğuna göre hukuki işlemin muvazaalı olması sonuca etkili değildir. Borçlar Kanununun 65. maddesine göre, haksız veya ahlaka aykırı bir amacın elde edilmesi için verilen şeyin geri alınması olanağı yoktur.
Miras bırakanın geri almak imkanına sahip olmadığı bir şeyi, mirasçıların muvazaadan söz ederek davaya konu yapmaları takdirinde yukarıda sözü edilen madde hükmü ortadan kaldırılmış olur. 65. maddenin miras bırakan kadar mirasçılar hakkında da uygulanması gereklidir. Olayda bu durmun tersini düşünmek mümkün değildir. Bu düşüncelerle davanın reddi gerekirken kabulüne kara verilmesi yolsuzdur. Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, gelen temiz eden vekili için 1000 lira duruşma vekalet ücretinin temyiz edilenden tahsiline, peşin harcın iadesine 20/4/1976 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.