Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1976/2582
K: 1976/2790
T: 08.10.1976
DAVA : Uyuşturucu maddelerden morfin ihraç etmeye teşebbüsde bulunmaktan sanık (Ş)nin yapılan yargılaması sonunda TCK.nun 403/1,2 ve 59. maddeleri gereğince ve 1803 sayılı Af Kanunun 1/C maddesi uyarınca neticeden 18 sene ağır hapis cezasıyla mahkumiyetine dair Edirne Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 24.6.1976 gün ve 1975/98 esas 1976/99 karar sayılı re'sende temyize tabi olan hükmün süresi içinde duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş ve şartı yerine getirilmiş olduğundan dava evrakı incelenip gereği görüşülmüş olduğundan aşağıda yazılı karar ittihaz olundu:
KARAR : Yapılan duruşmaya toplanan delillere hükmün dayandığı gerekçe ve takdire göre sanığın sair temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine. Ancak:
Daha önce emsal olaylar sebebi ile adli tıp meclisinin verdiği bazı raporlarda, bazmorfinin morfin olabilmesi için başkaca kimyevi ve fiziki işlemlere tabi tutulması gerekmekte olduğu ve TCK.nun 403. maddesinin 6123 sayılı kanunla değiştirilmeden önceki metninde morfin ile morfin müştakları beraber yer aldığı halde yeni şeklinde yalnız morfin kelimesi bırakılarak failin daha ağır bir cezaya tabi tutulduğu üzerinde durulup hukuki bakımdan bir sakınca bulunmadığı takdirde bazmorfin'in morfin sayılabileceği yazılmış olduğu için, meselenin sadece adli tıp konusu olmadığına, işin hukuk yönünden çözümlenmesi gerektiğine inanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu 13.1.1964 tarihinde yaptığı toplantıda konuyu muhtelif yönlerden inceledikten sonra:
Bazmorfin yapan veya buna kalkışanların, araçların yetersizliği sebebi ile morfin yapmak imkanına sahip bulunmadıkça morfin imal edenler veya buna kalkışanlarla bir sayılmalarına, TCK.nun 6123 sayılı kanunla değişik 403. maddesinin açık hükümleri karşısında kanuni imkan bulunmadığı, bununla beraber, mahkemelerin hem uluslararası sosyal düzen açısından ve hem yurdumuz bakımından büyük tehlikeler arzeden bu gibi suçların failleri hakkında uygulama yaparken, yerine göre cezanın en yukarı sınırına yakın miktarlara kadar yükselebilecekleri ve böylece bazmorfinin morfin sayılması ile korunmak istenen sosyal yarar, yeteri kadar ve kanuna uygun olarak korunmuş olacağı düşüncesini benimsemiş ve sonuç olarak bahsi geçen 403. maddenin 2 ve 4 numaralı bentlerinde sayılan uyuşturucu maddeler arasında anılmış bulunmayan bazmorfinin bu bendlerde yazılı morfin sayılamayacağına karar vermiştir.
Adli Tıp Meclisinin dosyada mevcut bütün raporlarında da, dava konusu safi ağırlığı 2,790 kilogram olan toz maddenin gayri saf morfin olduğu açıkça yazılmakla beraber 5.4.1976 tarihli son raporda TCK.nun 403 ve 404. maddelerinde hedef alınan maddenin saf morfin değil, istihzar usullerinin iptidailiği çerçevesinde pratikte istihsal olunabilen, daha çok kireç ve reçineli maddelerden zengin morfin olduğu, kimya analizi açısından bu tür bir birleşiğe ise gayri saf sıfatı verildiği ve bu gereksinme nedeni ile suça konu olan maddenin gayri saf bulunduğu kayıt edildikten sonra gayri saf olarak nitelenen maddenin ihtiva ettiği müessir madde bakımından maddenin morfin sayılmasında bir engel bulunmadığı sonucuna varıldığı açıklanmıştır.
Yukarıda da belirtildiği üzere bu kanunun tıbbi ve hukuki yönlerinden yalnız birincisine taalluk etmektedir.
Hukuki yönünün incelenmesi sonunda: TCK.nun 403. maddesinin 2 ve 4 numaralı bendlerinde sayılan uyuşturucu maddeler arasında anılmış bulunmayan bazmorfinin bu bendlerde yazılı morfin sayılamıyacağı İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca 13.1.1964 tarihinde karara bağlanmış olduğu ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının benzer hukuki konularda mahkemeleri bağlayacağı 1730 sayılı Yargıtay Kanununun 20. maddesinin 6. fıkrası hükmü gereğinden bulunduğu gözetilmeksizin temel cezanın TCK.nun 403. maddesinin 1 No.lu bendi yerine 2 no.lu bendi ile tayin edilmesi.
SONUÇ : Kanuna aykırı ve sanığın temyiz itirazları ile vekilinin duruşmalı inceleme sırasındaki savunması bu itibarla yerinde olduğundan tebliğnamedeki onama isteyen mütalaanın reddi ile kendiliğinden de temyize tabi olan hükmün CMUK.nun 321. maddesi gereğince bu sebepten BOZULMASINA, ve gereksiz yatırılan depo parasının geri verilmesine 8.10.1976 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini