 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1976/921
K: 1976/2269
T: 24.05.1976
DAVA : Taraflar arasındaki davanın (Ankara Asliye 8. Hukuk Hakimliği)nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 18.11.1975 tarih ve 739 - 486 sayılı hükmün temyizen tetkiki taraflar avukatlarınca istenmiş ve temyiz dilekçelerini süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - .................
2 - Davaca ana baba, küçük çocuklarının ölümü nedeniyle yirmişer bin lira manevi tzaminatın ödetilmesini istemiştir. Yerel mahkeme ise, bu davacılar yararına ayrı ayrı 10.000'er lira manevi tazminat takdir etmiştir.
Oysa, ölen küçük çocukta herhangi bir kusur yoktur. Manevi tazminatın amacı; çekilen elem ve ızdırabın giderilmesi olup, bu amaç ise ruhsal dengenin sağlanmasına yarayacak tutardaki paranın sorumludan alınarak hak sahiplerine ödenmek suretiyle gerçekleşebilir. Öte yandan manevi tazminatın kapsamını belirlemede, diğer etkenlerin yanında para değerindeki düşme, satın alma değerindeki azalma da gözönünde bulundurulur. Böylece takdir edilecek manevi tazminatın, ruhsal dengenin sağlanmasına olanak verecek tutarda olması gerekir.
Dava konusu olayda, ana babanın küçük çocuklarını yitirmekle uğradıkları elem ve ızdırab geleceği doğru uzanan devamlılık taşıyacak niteliktedir.
Öyle ise, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, çekilen ve geleceği yönelik elem ve ızdırabın kapsamına, Medeni Yasanın 4. maddesine, 22.6.1966 gün 7/7 sayılı inançları birlişterme kararındaki esaslara, paranın satın alma değerine göre davacının ana baba yararına ayrı ayrı istenen 20 bin lira manevi tazminatın ayrı ayrı tadiri gerektiği ve bu tutarın ılımlı olup adalete uygun düştüğü gözönünde bulundurularak istek doğrultusunda karar verilmesi zorunludur. Yerel mahkemenin takdir hakkını kullanmada yanılmaya düşmesi nedeniyle bu yönden hüküm davacı ana baba yararına bozulmalıdır.
3 - Davalı belediyeye yöneltilen ididanın hizmet kusuruna ilişkin bulunduğu yerel mahkemece doğru olarak takdir edilmiş ise, görev yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilecek yerde (bu davadan tefrik edilmiş olduğundan bu davalı hakkında karar verilmesine mahal olmadığına) yolunda karar verilmesi usule aykırı olduğu gibi, tarifesi gereğince davalı belediye yararına avukatlık ücretinin takdir edilmemesi de usul ve yasaya aykırı düşmüştür.
SONUÇ : Yukarda açıklanan duruma göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, 2 numaralı bend uyarınca davacılar (B) ve (S) yararına, 3 no'lu bend gereğince de davalı belediye yararına BOZULMASINA, istek olursa temyiz peşin harcının temiz edenlere iadesine 24.5.1976 gününde oybirliği ile karar verildi.