 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1976/1829
K: 1976/2778
T: 05.07.1976
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Bornova Asliye Hukuk Hakimliği)nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 20.1.1976 gün ve 263-8 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davalılardan (H) vekili tarafından açılan 973/263 esas sayılı davada; davacının davalı ile inşaa olunan apartmanın (9) numaralı dairesinin inşaatının bitirilmesi suretiyle kendisine teslimi hususunda 5.10.1969 tarihinde yazılı sözleşme yaptığını temel üstü ruhsatının alınmasından sonra en geç 9 ay içerisinde inşaatı tamamlaması gerektiğini, aksi halde davalının her ay için müvekkiline 400 lira gecikme cezası ödemeyi kabul ettiğini, 8 ay gecikme ile daireyi davacıya teslim etmesi nedeniyle 3200 lira tazminat ödemesi icabettiğini bu yüzden hazineye de 500 lira ödemek zorunda kaldığını beyanla 3700 liranın davalıya ödetilmesini istemiştir.
Davacılardan (K) vekili de açtığı 973/261 esas sayılı davada; apartmanın (5) numaralı dairesinin 8 ay geç teslimi nedeniyle 3700 liranın davalıdan tahsilini dilemiştir.
Davacılardan (M) adına açılan ve 973/262 esas sayısını alan davada ise; 2500 lira gecikme cezası talep edilmiştir.
Her üç davanın birleştirilerek birlikte bakılmıştır. Mahkemece; davacılardan (H) ile (K) tarafından açılan davaların 3200'er liralık kısımlarının kabulüne ve bakiye kısımlarının reddine, (M) tarafından açılan davanın da 2000 liralık kısmının kabulüne geri kalanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar dava dilekçelerinde; sözleşmeye aykırı olarak dairelerin davalı yüklenici tarafından kendilerine 9 ay gecikme ile 3.1.1971 gününde fiilen teslim edilmiş olduğunu kabul etmişlerdir.
Davacılar, bu davaları ise, 28.3.1973 ve 28.5.1973 tarihlerinde açmışlardır. Böylece, dairelerini davacılara fiilen teslimi tarihi ile dava tarihleri arasında 2 yıldan fazla bir süre geçmiştir. Yapı kullanma izni de 22.4.1970 tarihinde, teslimden önce alınmıştır.
Davacılar tarafından davalıya bu konudaki haklarını saklı tuttuklarına dair bir ihtarname çekilmediği gibi, daireleri fiilen teslim alırken de, gecikme cezası haklarını saklı tuttuklarını gösterir bir belge ibraz edilmemiştir.
Borçlar Yasasının 158 nci maddesinin 2 nci fıkrasında (Aktin muayyen zamanda veya meşrut mahalde icra edilmemesi halinde tediye olunmak üzere cezai şart kabul edilmiş ise, alacaklı hem akdin icrasını, hem de meşrut cezanın tediyesini talep edebilir. Meğerki, alacaklı bu hakkından sarahaten feragat etmiş veya kayıt dermeyan etmeksizin edayı kabul etmiş olsun) denilmektedir.
Olayda tarafların kararlaştırdığı cezai şart, yukarıda değinilen maddenin 2 nci fıkrasında belli edilen ve sözleşilen sürede eserin teslimini sağlamaya yüceltilmiştir. Davacıların dava dilekçelerinden, dairelerin fiili tesliminin 1.2.1971 de gerçekleştiği açıkça anlaşılmış ve bu konudaki davalar da bir yıl sonra açılmıştır. Sözü edilen maddeye göre dairelerin teslimi almaları ve davayı da çok sonra açmaları nedenile davalıdan gecikme cezası talep etmeleri mümkün bulunmamaktadır. Bu husus gözönünde tutularak, davacıların davalarının reddi gerekirken kabulü yolunda hüküm tesisi, usül ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 5.7.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.