 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E:1976/1391
K:1976/2770
T:02.07.1976
- KESİN GÜVENCENİN (TEMİNATIN) GERİ VERİLMESİ AVUKATLIK ÜCRETİ
ÖZET:1 - Kesin kabul işlemi tamamlandığına göre kesin güvencenin (teminatın) davacıya geri verilmesi için, sözleşme ve ekleri Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi hükümleri uyarınca, davacının davalı ile herhangi bir ilişiğinin bulunmadığının ve S. S. Kurumuna prim borcu olmadığının anlaşılması gerekir.
2-232.970 liralık kesin güvence mektubunun geri verilmesi istendiğine göre, para ile değerlendirilebilen bu istendiğine göre, para ile değerlendirilebilen bu isteğin bir parçasının veya tümünün reddi nedeniyle takdir edilecek avukatlık ücretinin nisbi ücret tarifesine göre hesap edilmesi gerekir.
Taraflar arasındaki davanın İstanbul Asliye 5. Ticaret Mahkemesince görülerek subut bulmayan davanın reddine dair verilen 30.1.1976 tarih ve 129/16 sayılı hükmün temyizen tetkiki taraflar avukatlarınca istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü:
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Davacı, 232.970 lira tutarında kesin teminatın geri verilmesini de istemiştir. Olayda kesin kabul işlemi tekemmül ettiğine göre kesin teminatın davacıya geri verilmesi için, sözleşme ve ekleri Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi hükümleri gereğince, davacının davalı ile her hangi bir ilişiğinin bulunmadığının ve Sosyal Sigortalar Kurumuna pirimler nedeniyle borçlu olmadığının anlaşılması gerekir. Davalının dayandığı ve mahkemenin davacı hakkında da bağlayıcı olduğunu kabul ettiği kesin hesaba göre, davalı kesin hesapta davacıdan 110.8 17.63 lira alacaklı çıkmıştır. Bu durumda davalı kesin teminattan ancak bu miktara el atmak hakkına sahiptir. Şu halde, mahkemenin kesin teminatın iadesi isteğini tamamen reddi doğru görülmemiştir. Mahkemece davacı yüklenicinin dava konusu iş nedeniyle Sosyal Sigortalar Kurumuna pirim borcu olup olmadığı araştırılmak ve bu kurumla bir ilişiği olmadığının tespiti halinde, kesin hesapta ortaya çıkmış olan davalı alacağını ve koşulları gerçekleşmiş ise bu alacak miktarının karar tarihine kadar işleyen temerrüt faizinin teminat tutarından indirmek suretiyle elde edilecek teminat mektubu bölümünün davacıya geri verilmesine karar verilmek gerekir. Bu yönler gözönünde tutulmaksızın teminatın iadesi isteğinin tamamen reddi sözleşme ve yasaya aykırıdır. Yerel mahkeme kararının bu nedenle davacı yararına bozulması icap etmiştir.
3 - Davalının temyizine gelince: Dava dilekçesinde 232.970 liralık kesin teminat mektubunun geri verilmesi istenmiş ve mahkemece isteğin tümü red olunmuştur. Para ile değerlendirilebilen bu isteğin kısmen veya tamamen reddi dolayısiyle davalı lehine takdir edilecek vekalet ücretinin maktü olarak değil, nisbi ücret tarifesine göre hesap edilmesi gerekir.. Mahkemenin 800 lira maktü vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar vermesi yasaya aykırı görülmüştür.
Sonuç: Yukarıda birinci bent'de gösterilen nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine ve kararın ikinci bentte yazılı nedenlerle davacı ve üçüncü bent'de açıklanan nedenle davalı yararına BOZULMASINA, 1000 lira duruşma vekalet ücretinin karşılıklı olarak davalıdan alınarak davacıya ve davacıdan alınıp davalıya verilmesine ve ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde taraflara iadesine, 2.7.1976 gününde oybirliği ile karar verildi.