 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1976/1335
K: 1976/3022
T: 17.09.1976
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Ankara Asliye 3. Hukuk Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 18.2.1976 gün ve 456-64 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : 1 - Davacılar vekili, yanlar arasında kurulan eser sözleşmesi uyarınca, davacıların kendi edimini yerine getirdikleri halde, davalının yüklendiği 20 numaralı dükkanın mülkiyetinin devrini sağlamıyarak karşı edemini tüm yerine getirmemiş bulunduğunu ileri sürmüş, sözleşmeyle belirlenen 100.000 lira ceza koşulunun ödetilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, istem benimsenmiş ve indirildikten sonra 60.000 lira ceza koşulunun ödetilmesine karar verilmiştir.
2 - Davaya dayanak yapılan sözleşme, 1512 sayılı Noter Yasasının 60. maddesinin 2. bendiyle öngörülen biçime uygun olarak düzenlenmemiş ise davacıların edimini yerine getirip davalı da, eseri teslim aldıktan sonra, biçim eksikliğinin ileri sürülmesinin, MK. md. 2 ile bağdaşmaması bir yana, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 975/456 sayılı dosyasının konusunu oluşturan davada verilen kararın, bu yönden kesin delil sayılması nedeniyle, davalı vekilinin sözleşmenin geçersizliğine yönelik temyiz itirazları hakkı bulunmamıştır. Ne var ki, bu sözleşmenin 11. maddesinde yer alan hüküm ve davacıların Ankara 3. asliye Mahkemesinde dava açıp 20 numaralı dükkan için 60.000 liranın ödetilmesine karar almış bulunması karşısında, ceza koşulunun istenemiyeceği çok belirgindir. Gerçekten "Taraflardan biri işbu mukaveleden rücu ettiği takdirde... 100.000 lira" ceza koşulunu öngören 11. maddenin yalnızca BK. md. 158/1 deki hükmü ilişkin olduğu gözlenmiştir. Öyleyse, tersi sözleşilmediğine göre "ya akdin ircrası ya da cezasının tediyesi istenebilir." oysa, davacılar, yanlar arasında kurulan eser sözleşmesini ayakta tutarak Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemeside 20 numaralı dükkanın bedeli 60.000 liranın ödetilmesine karar almışlardır. Böylece, davalıdan karşı edim sağlanmış olmaktadır. Bir başka deyişle, davacılar, BK. md. 158/I ile kendilerine tanınan seçimlik hakkı, "akdin icrasına" yönelik olarak kullanmışlardır. Burada, hem ifa çıkarına kavuşmak ve hem de ceza koşulunu istemek olanağı yoktur.
Yerel mahkemece, sözleşmenin 11. maddesinin hükmü ile BK. md. 158/I deki hüküm gözönünde tutularak davanın reddine karar verilecek yerde istemin benimsenmesi, hükmün bozulmasını gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 17.9.1976 gününde oybirliğiyi ile karar verildi.