 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1976/6190
K: 1977/299
T: 18.01.1977
- ÖRFÜBELDE
- GEDİK VE PAFTOS HAKKI
ÖZET: Örfübelde zemin hakkı, gedik ve paftos ise bir tür irtifak hakkıdır. Gedik ve paftosun tamam ile yok olması halinde taşınmazın zemin hakkı sahibine kayıtlardan kurtulmuş olarak döner.
Davalının taşınmazı edindiği 9.11.1976 gününde bile taşınmaz arsa olduğuna göre gediğin varlığı daha önce kalkmış olmakla 11.7.1972 gün 1605 sayılı yasanın tasfiyeye ilişkin hükümleri uygulanamaz.
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 23.10.1975 gününde verilen dilekçe ile 279 ada 353 parsel örfübeldeli olup zemin hakkı müvekkillerine ait olduğundan tapunun iptali ile müvekkilleri adına tescili istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15.9.1976 günlü hükmün Yargıtay'ca, incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Davacılar, dava konusu parselin murislerin (F) nin örfübeldesinden olduğundan bahsile taşınmazın kendi adlarına tescilini istemiş, mahkemece davacıların payları gözönünde tutularak dava kısmen kabul edilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Getirtilen tapu kaydına göre dava konusu parsel ana taşınmazın ifrazı sonucu teşekkül etmiş olup ana taşınmazdaki örfübelde kaydı bu parsele de intikal ettirilmiştir. davalı da taşınmazı örfü. belde kaydı ile iktisap etmiştir. Taşınmazın cinsi tapuda arsa olarak yazılıdır. Delil tesbiti tutanağında da arsa olup üzerinde hiçbir eser bulunmadığı belirtilmiştir.
Örfübelde zemin, hakkı, gedik ve paftos ise bir nevi irtifak hakkıdır. Gedik ve paftosun tamamı ile yok olması halinde taşınmazın zemin hakkı sahibine kayıtlardan kurtulmuş olarak döneceği hususu 4.6.1947 gün ve 41/17 sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı '974 gereğidir. Taşınmaz halen ve sadece arsa olduğuna göre gediğin devamından sözedilemez. 6785 sayılı yasada değişiklik yapan 11.7.1972 gün ve 1605 sayılı kanunun Ek 9. maddesinde varlığı devam eden gediklerin nasıl tasfiye olunacağı gösterilmiştir. Davalının iktisap tarihi olan 9.11.1967 gününde dahi taşınmaz arsa olduğuna göre gediğin varlığı daha önce kalkmış demektir ve dolayısiyle olayda sözü edilen tasfiye hükümlerinin uygulanma yeri yoktur. Tapu kaydına göre dava konusu parsel Leblebici zade Fadıl Bey ve Sarraf Mihal örfü beldesindendir. Davacılar Fadıl Bey mirasçılarıdır ve Fadıl Beyin davacılar dışında mirasçısı yoktur. Fadıl Bey ve Sarraf Mihal'ın payları belirlenmediğine ve aslolan paylarda eşitlik olduğuna göre taşınmazın 1/2 mülkiyet hakkının davacılar adına tesciline dair mahkeme kararı doğrudur. Diğer örfübelde sahibinin dava açmamış olması, davacıların dava haklarını kullanmalarına engel teşkil etmez. Medeni Kanunun yürürlüğünden önceki durumlar için iştirak halinde mülkiyetten söz edilemiyeceğinden müşterek maliklerden herbiri kendi payları bakımından müstakillen dava haklarını kullanabilirler. Dava konusu parselin ana taşınmazdan müfrez olması, diğer müfrez parçalar malikleri ile birlikte dava açılmasını gerektirmez. İfraz ile bu parsel müstakil hüviyet kazanmıştır ve davacılar her bir parsel için ayrı dava hakkını kullanabilirler.
Vekaletname örnekleri vekil tarafından tasdik edilmiş olup tasdik şerhi bazı vekaletnamelerin ön yüzünde, bazılarının arka yüzünde mevcuttur.
Dosya kapsamına, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre ve belirtilen sebeblerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Sonuç: Yukarda açıklanan nedenlerle,. davalı vekilinin yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün (ONANMASINA), 1000 lira duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 18.1.1977 gününde oybirliği ile karar verildi.