 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1976/5486
K: 1976/6155
T: 14.12.1976
DAVA : Davacı tarafından, davalılar aleyhine 26.2.1972 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesi gereğince 14 ada 15 sayılı parselin 74/406 payının kendi adına tescili istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; 48,30 M2 lik yerin iptali ile davacı adına tesciline dair verilen 2.3.1976 günlü hükmün Yargıtay'ca, incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dosya kapsamı ve temyiz sebepleri itibariyla:
1 - Davacı, kendisine satışı vaadolunan dükkanlar ile yerlerinin 15 sayılı parselden ifrazının mümkün olmadığını belirterek pay tescili isteminde bulunmuştur. Belediyece davacıya gönderilen ve dava dilekçesine eklenmiş olan 28.2.1972 günlü belgede de ifrazın mümkün bulunmadığı bildirilmiştir. Davalılar vekili de 24.4.1972 günlü dilekçesinin 2. sayfasında (ifrazın mümkün bulunmadığı ihtilafsızdır) demek suretiyle bu durumu teyit etmiştir. Buna rağmen mahkemece yazılı şekilde ifrazen tesile karar verilmesi doğru değildir.
2 - 31.7.1963 ve 28.6.1965 günlü sözleşmelerde satış vaadine konu edilen yerlerin 15 sayılı parselden ifrazının mümkün olmaması halinde bu parselden satılan yerlerin yüzölçümleri itibariyle ve tapu yüzölçümüne oranla pay verileceği yazılıdır. 21.10.1965 günlü üçüncü sözleşmede pay tescili konusu yer almamışsa da; her üç sözleşme birlikte mütaala olunduğunda (ki son sözleşmede önceki sözleşmelerden de bahsedilmiştir) satış vaadine konu edilen dükkanların 15 sayılı parselden ifrazının mümkün bulunmaması halinde dükkanların bu parselde işgal ettikleri yer kadar tapu yüzölçümüne oranla taşınmazdan pay verilmesi hususunda mutabakata vardıkları anlaşılmaktadır. "Akitlerin hükümsüz olacak şekilde değil, hukuki sonuç doğuracak şekilde manalandırılması tefsire ilişkin hukuki esaslardandır." Dava pay tescili konusunda açıldığına göre ve sözleşmelerle güdülen amaç da gözönünde tutularak pay tesciline karar verilmek gerektiğinin düşünülmemesi de doğru görülmemiştir.
3 - Kabule göre de; fen memuru tarafından krokide 1 numara ile işaretlenen dükkan ile 2 nolu dükkanın bir kısmının 15 sayılı parsel dışında ve dere üzerinde kaldığı anlaşılarak bu yerler mahkeme kararında tescil harici bırakıldığına ve halbuki bu yerlerin satış bedeli de dahil olmak üzere 111.000 lira üzerinden dava açıldığına göre; tescil istemi kabul olunmayan bu iki dükkan yeri bakımından isteğin reddi, masraf ve vekalet ücretinin de ona göre taraflara yükletilmesi gerekirken, 111.000 lira üzerinden harç, masraf ve vekalet ücretinin davalılara tahmili de usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1400 lira duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde iadesine 14.12.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.