 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1976/5279
K: 1976/5440
T: 11.11.1976
- YİTİK VE KAÇAK KİŞİLERDEN (MÜTEGAYYİP EŞHASTAN) KALAN MALLAR
- KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI
ÖZET: Dava konusu yer yitik ve kaçak kişilerden kalmış olup bu niteliği ile devlete geçmiştir ve zaman aşımı ile mal edinilmesi olanaksızdır. Bu ilkenin görülmekte olan (derdest) davalar içinde uygulanması gerekir.
(766 s. Tapulama K m. 33)
(1617 s. k. dğ. m. 20)
Davacı Behlül tarafından, davalılar aleyhine 1.7.1971 gününde verilen dilekçe ile bir parça taşınmaz malın iktisap zamanaşımına baliğ zilyedliğe istinaden davacı adına tapuya tescili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüyle 10 parsel sayılı taşınmaz malın M.K.nun 639 ncu maddesi uyarınca davacı ve müdahil adına tapuya tesciline dair verilen 11.12.1975 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
24.2.1972 günlü ilk keşifte dinlenen bilirkişi Naim kesin olarak dava konusu taşınmazın mütegayyip eşhasa ait olduğunu, bunların mübadele ile gitmesi sonucu davacının ele geçirdiğini beyan etmiştir. Davacı bu bilirkişiyi usule aykırı olarak tanık dinletmiş, verdiği ifadede beyanını değiştirerek mütegayyip eşhastan kalıp kalmadığını bilmediğini söylemiştir ki, bu son beyanlarına itibar edilmemiştir. Diğer iki tanık ve ikinci keşifte dinlenen bilirkişiler ise bu konuda kesin bilgiler olmadığını ifade etmişlerdir. Komşu parsellere ait tapu kayıtlarının dava konusu yeri sınır olarak 545 metrelik arsa gösterdiği saptanmıştır. Kadastro beyannamesi ve Milli Emlak Memurluğunun dosyadaki tutanağıda bunu doğrulamak. tadır. Bu deliller karşısında dava konusu yerin mütegayyip eşhas tan kaldığında kuşku yoktur. Bu niteliği ile taşınmaz devlete intikal ettiğinden, zamanaşımı ile iktisabı mümkün değildir. 766 sayılı yasanın 1617 sayılı kanunun 20. maddesiyle değişen 33/son maddesi uyarınca bu ilkenin derdest davalar içinde uygulaması gerekir.
Sonuç: Yukarda açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerekirken kabulü isabetsiz görüldüğünden hükmün (BOZULMASINA), 11.11.1976 gününde oybirliği ile karar verildi.