 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1976/3828
K: 1976/4756
T: 12.10.1976
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 7.11.1974 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesi gereğince 134 ada 254 ve 324 parsellerdeki davalıların murisi (M) ye ait payın müvekkili adına tecsili veya izalei şuyu sonucu hissesine düşücek paranın müvekkilesine ödenmesi istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tescil isteğinin reddine, 30.000 liranın davalılardan tahsiline dair verilen 12.2.1976 günlü hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle ve ayrıca davalılar veki tarafından temyiz edilmekle dosya içeresindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü :
KARAR : Davacı, satış vaadi sözleşmesi gereğince dava konusu taşınmazlardaki davalıların murisine ait payın veya bu paya tekabül eden paranın kendisine verilmesini istemiş, mahkemece tescil isteği reddedilerek sözleşmede yazılı 30.000 liranın davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraflar vekilince temyiz olunmuştur.
Dosya kapsamına, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalı tarafın temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Davacı vekilinin temyizine gelince:
Dava konusu taşınmazlar tarafların müşterek murisi (H) adına kayıtlı olup (H) nin ölüm tarihi itibarile taraflar iştirak halinde paydaş ise de; iştirak halindeki paydaşlardan birinin payını diğerine satmasına kanuni engel yoktur. Böyle bir satış halinde paydaşlardan biri aradan çıkar ve fakat iştirak hali devam eder. Dosyadaki veraset belgesine göre (H) nin (Ş) adında bir kızı vardır. Bu nedenle, iştirak çözülmeden, satış vaadinde bulunan (M) ye ait payın davacıya verilmesi gerekir. Diğer taraftan, iştirak halindeki paydaşlardan birinin payını iştirake dahil olmayan kimselere de satış vaadinde bulunması mümkündür. Bu durumda satın alan, iştirak çözüldükten sonra tescil isteminde bulunabilir. Şu halde sözleşmenin geçersizliğine ilişkin mahkeme kararı doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 12.10.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.