 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1976/3522
K: 1976/4582
T: 05.10.1976
ÖZET: Kuru mülkiyeti (rakabesi) vakfa, yararlanım hakkı (intija) Kütahya ahalisine ait taşınmazı Belediye satamaz. Taşınmazın, satış tarihinde tapuya kayıtlı olmadığı durumu, mera niteliği nedeniyle tescile bağlı olmadığından satışı geçerli kılamaz.
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 2.1.1973 gününde verilen dilekçe ile 529 ada 6 sayılı parselin zilyedlik nedenile müvekkilleri adına tescili istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 5.4.1976 günlü hükmün Yargıtayca, incelenmesi davalı vekili tarafından, istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Davacılar, dava konusu 529 ada 6 sayılı parselin zilyedliğe dayanarak kendi adlarına tescilini istemiş, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı Vakıflar idaresince temyiz olunmuştur.
Belediye ile Vakıflar İdaresi arasında görülen dava sonunda hakem sıfatile verilen 31/10/1941 günlü kararda ve o dava dolayısile alınan bilirkişi kurulu raporunda halen çekişme konusu olan yerin Kütahya ahalisinin yararlanması için Yıldırım Bayazıt tarafından vakfedildiği belirtilmiştir. Daha önce Tapu Komisyonu kararı uyarınca (evvelce çayır, şimdi tarla olarak Yıldırım Bayazıt Vakfı adına) Eylül 1939 tarih 210 numarada tapuya kaydedilen bu taşınmaz, sonradan sözü edilen hakem kararı gereğince (Kütahya ahalisine mahsus mera olarak Yıldırım Bayazıt Vakfı adına) Mayıs 1943 tarih 80 numarada tasihihen tescil görmüştür. Nizalı yerin mera vasfı, davalı tarafın dayandığı bu belgelerden, keşif tutanağındaki bilirkişi ve tanık sözlerinden anlaşılmaktadır. Belediye başkanlığının dosyadaki karşılık yazılarına göre ise, taşınmaz belediye encümenince 27/10/1934 tarihinde (Ö. D.) ye tapusuz olarak satılmış ve daha sonra muhtelif tarihlerde devirler yapılarak halihazır davacılara geçmiştir.
Bu delil durumu itibarile: Belediyece (Ö) ye satışın yapıldığı tarihte dava konusu taşınmazın kuru mülkiyeti (rakabesi) vakfa, intifaı ise Kütahya ahalisine aittir. Belediye, mülkiyeti vakfa ait taşınmazı satamaz. Her nekadar o tarihte bu taşınmaz tapuda kayıtlı değilse de, mer'a vasfı dolayısile esasen tescile tabi bulunmadığı gibi, satış konusu yapılamaması bakımından da müseccel olup olmaması önem taşımaz. Öte yandan, davacıların bayilerinin henüz zilyedlikle iktisap süresi dolmadan taşınmaz vakfı adına tescil edildiğine göre davacıların zilyedlikle iktisaba davalı iddialarına da itibar edilemez. Ayrıca, satış tarihinde sadece intifa hakkı sahibi olan belediye kasım 1958 tarih 164 numaradan itibaren ve Vakıflar İdaresi ile anlaşarak 2/3 mülkiyet hakkına sahip olmuştur ki daha önceki satışının geçersizliği bununla da ortaya çıkmaktadır.
Mahkemece bütün bu hususlar gözönünde tutularak davacının zilyedlik sebebine davalı tescil istemlerinin reddine karar verilmek gerekirken yazılı gerekçe ile kabulünde isabet görülmemiştir.
Sonuç: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı Vakıflar İdaresi vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 1400 lira duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak temyiz edene verilmesine; 2613 sayılı yasanın 38. maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 5.10.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.