 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1976/5420
K: 1976/1188
T: 22.02.1977
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı bir liranın faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine ve fazla isteğin reddine ilişkin olarak verilen hükmün süresi içnide davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - ....................
2 - Davacı dava dilekçesinde, davalının üçüncü kişi (H)nin borcundan 20 bin lirasına müşterek borçlu ve müteselsil kefil bulunduğunu asıl borçlu borcunu ödemediğinden 20 bin liranın % 7 faiziyle birlikte davalıdan alınmasını istemiştir.
Mahkemece, bankadan gelen yazıda asıl borçtan 1 lira alacak kaldığı her ne kadar faiz ve muamele vergisinden dolayı 101.541 lira alacak bulunduğu bildirilmiş ise de, dava dilekçesinde sadece ana para istemiş olduğundan söz edilerek 1 liranın davalıdan alınmasına, fazlaya ait isteğin reddine karar verilmiştir.
Oysa, dava dilekçesinde ana paradan söz edilmeksizin asıl borçlu borcunu ödemediğinden davalının 20 bin liraya kadar müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğundan borcun 2 bin lirasının davalıdan tahsilini istenmiştir. Mahkemece isteğin sadece ana paradan kalan borç olarak edilmesinde isabet görülmemiştir.
İncelenen taahhüt ve kefalet senedinde, davacı bana tarafından (H) hesabı cari şeklinde 20 bin liraya kadar ödünç verileceği, hesabı ceriye senevi % 7 faiz işleyeceği, bu hasıb carinin devamı müddetince her sene Mart, Haziran, Eylül ve Aralık sonlarında tahakkuk ettirilecek olan bu faizin muamele vergisi ile birlikte nakten ödeneceği, bunların hesaba ilavesi bankanın takdirine bağlı bulunduğu yazılıdır. Davalı bu taahhütnameyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalamıştır. Taahhütnamede borcun 20 bin lira olarak belirtilmiş olmasına göre Borçlar Kanununun 484. maddesi uyarınca davalı borcun 20 bin lirayı aşmayan kısmından sorumludur. Tahhütnamede yazılı % 7 faiz temerrüt faizi olmayıp akit faizidir. Aynı kanunun 490/3. maddesine göre faiz verilmesi şart edilmiş ise kefil ancak işlemekte olan faiz ile beraber işlemiş faizden bir seneliğini vermekle yükümlüdür.
Taahhütnamede muamele vergisinin de hesaba ilave ve borca dahil bulunduğu kabul edilmiştir.
O halde mahkemece bu esaslar dairesinde incelem yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 22.2.1977 gününde oybirliğiyle karar verildi.