 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1976/3515
K: 1976/8315
T: 14.12.1976
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 73.226 liranın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ilişkin olarak verilen hükmün davalılardan (Ş) avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : Davacı, davalıların (P) otobüs işletmesi adı altında adi bir ortaklık kurrduklarını, şeriklerden davalı (İ)nin ortaklık nam ve hesabına üçüncü kişi (G) isimli şahsa 73.226 lira borçlanarak emre muharrer senet verdiğini, (G) bu alacağını kendisine temlik etmiş bulunduğundan davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı (Ş) davalı (İ) ile ortaklık kurduklarını davalı (İ) ye temsil ve idare yetkkisi verilmediğini, (İ)nin (G) ye verdiği borç senetlerinin ortaklık borcu olmayıp (İ)nin idareci şerik olduğu kabul edilis dahi özel yetki verilmedikçe kambiyo taahhüdünde bulunmayacağını savunmuştur.
Mahkemece, davalı (İ)nin idareci şerik olduğu ve temsil yetkisi bulunduğu, B. Kanununun 527. maddesi uyarınca diğer şerikinde borçtan sorumlu olması gerektiğinden söz edilerek isteğe hükmedilmiştir. Oysa, bir şerikin iltizam ettiği borçlardan dolayı diğer şerikin ona karşı mesul alacağını belirten B.K. nun 527. madesinin üçüncü kişilerle şerikler arasındaki uyuşmazlıklarda uygulanma olanağı yoktur.
Davalılar arasında yazılı ortaklık sözleşmesi mevcut olmayıp davalı (İ)nin idareci şerik olduğu tanık sözlerine dayanılarak kabul edilmiştir. B.K.nun 530. maddesinde şirket sözleşmesinde diğer bir hüküme mecut olmadıkça şirketi idare edene şerik ile diğer şerikler arasındaki münasebetlerin vekalet hükümlerine tabi olacağı öngörülmüştür. Aynı Kanunun 388. maddesinde hususi bir selahiyet olmadıkça vekilin müvekkili hesabına kambiyo taahhüdünde bulunamayacağı yazılıdır. Öte yandan B.K.nun 525. maddesinin son fıkrasına göre alelade şirket muamelelerinin fevkinde hukuki tasarrufların yapılması için bütün şeriklerin itifakı lazımdır. Yukarda açıklanan Kanun hükümlerine göre diğer şerik davalı (Ş) tarafından verilmiş hususi hükümlerine göre diğer şerik davalı (Ş) tarafından verilmiş hususi selahiyet veya iştiraki olmadan davalı (İ)nin vrediği emrre mukarrer senetlerde yazılı 73.226 liralık borcun ortaklık borcu olduğu kabul edilemez. Bu nedenlerrle davalı (Ş) hakkındaki davanın reddine karar verilmemiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin harcın istek halinde iadesine 14.12.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.