 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1976/8647
K: 1976/10505
T: 25.10.1976
- AF YASASI (BORCUN SİLİNMESİ KOŞULU)
ÖZET: Borcun sırf sözleşmeden doğmuş olması tek başına af yasası dışında bırakılmasına neden olamaz. Eğer sözleşme konusu hizmet yapılmış veya mal teslim edilmiş ise, sözleşmeden doğan ve borç yazılan tutarın, suç konusu olmaması kaydı ile silinmesi gerekir.
(1803 s. Af. K m. 10)
Merci kararı borçlu tarafından temyiz olunması üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 13.9.1976 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü.
Sayıştay Genel Kurulunun 19.3.1971 gün ve 12040 sayılı kararına istinaden, borçlu sayman aleyhinde açılan icra takibine karşı, alacağın 1803 sayılı af yasası kapsamına girdiğinden bahisle icra tetkik mercii nezdinde itirazda bulunulmuştur. Sayıştay kararına göre, müteahhit (H) nin vermeyi yüklendiği malzemeyi sözleşmede belirtilen süreden sonra teslim etmesi nedeniyle gerçekleşen cezai 962 şart parasının kesilmemesinden dolayı tazmin hükmüne yer verileceği anlaşılmıştır.
1803 sayılı Af Yasasının 10. maddesi birinci fıkrası (7.2.1974 tarihine kadar yapılan mali işlemler nedeni ile Sayıştay, mahkeme tie yetkililerce sorumluları adına verilen tazmin veya zimmet hükümleri sonucu borç yazılan tutarlar, sözleşmeden doğma olması, hizmetin görülmüş veya malın teslim edilmiş bulunması ve suç konusu teşkil etmemesi şartı ile kurumlarınca silinir) hükmünü muhtevidir. Bu hükme göre, tazmin konusu meblağın Af Yasası kapsamı dışında bırakılması için, borç yazılan tutarın sözleşmeden doğması, ayrıca sözleşme konusu olan hizmetin görülmemiş veya malın teslim edilmemesi şartlarının gerçekleşmesine bağlıdır. Borcun sırf sözleşmeden doğmuş olması tek başına af yasası dışında bırakılmasına sebep olamaz. Eğer sözleşme konusu hizmet yapılmış veya mal teslim edilmiş ise, sözleşmeden husule gelen ve borç yazılan tutanın suç konusu teşkil etmemesi kaydı ile silinmesi gerekir. 1803 sayılı Kanunun 10. maddesinin birinci fıkrasından anlaşılan mana budur. Zira, Kanun yapıcı aksini düşünmüş olsa idi, metinde sadece (sözleşmeden doğmuş olma) şartına yer verir, hizmetin görülmüş olması veya hizmetin yapılmış olması hallerinden hiç bahsetmezdi.
Bu itibarla, borç tutarının sözleşmeden doğmuş olması yeterli görülüp bu gerekçeye dayanılarak itirazın reddinde isabet yoktur. Sözleşme konusu malın teslimi işlemi tamamen yerine getirilip getirilmediği araştırılarak varılacak sonuç dairesinde borç tutarının silinmesi gerekip gerekmeyeceğinin saptanması lazımdır. Eksik inceleme ile tesis edilmiş merci kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda yazılı gerekçe ile, borçlunun varit görülen temyiz itirazının kabulüne ve temyiz olunan merci kararının İ.İ.K.nun 366 ve H.U.M.K nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.10.1976 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olan merci kararının Onanması reyindeyim.
Üye (M. T.)