 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1976/6332
K: 1976/8061
T: 29.06.1976
DAVA : Mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinde daireye 21.6.1976 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : İ.İ.K.nun 303. maddesine göre, tasdik edilen konkordato, rehinli alacaklıların rehin kıymetine tekabül eden miktardaki alacakları ile devletin kamu hukukundan doğan alacakları müstesna olmak üzere, diğer alacaklılar için uyulması zorunlu bir haldir. 4792 sayılı Kanunun 21. maddesinin ikinci fıkrasında (Kurum alacaklarının devlet alacağı derecesinde imtiyazlı olduğu) yazılıdır.
Olayda, alacaklı, kurum, iş yerinde çalışan sigortalının geçirdiği iş kazası nedeniyle vefatı üzerine hak sahiplerine vermek zorunda kaldığı bedelin iş verende rücuan tahsili için açtığı dava sonunda aldığı ilama istinaden icra takibi açmıştır. Borçlu ancak tasdik edilen konkordato şartlarına göre sorumlu bulunduğunu, sebeplerini belirterek itirazen dermeyan etmiştir.
506 sayılı S.S. Kanunun amacını belirten 1. maddesinde (iş kazaları ile meslek hastalıkları, hastalık, analık, malüllük, yaşlılık ve ölüm hallerinde bu kısımda yazılı şartlarla Sosyal Sigorta yardımları sağlanır) denilmektedir. O halde, kurum anılan kanunun kendisine yüklediği yasal görevin yerine getirmesine ve haiz olduğu rücu hakkına binaen borçludan istekde bulunduğuna nazaran, bu alacağın niteliği itibariyle mesela bir prim alacağına benzer şekilde, 4792 sayılı kanunun 21. maddesi kapsamına girdiğinin ve binnetice devlet alacağı derecesinde imtiyazlı sayılması gerektiğinin kabulü yasanın ruh ve lafzına uygun düşer. O halde bu çeşit alacağın doğum tarihine bakılmaksızın İ.İ.K.nun 303. maddesinde yazılı istisnalar arasında sayılması gerekir. Konkordato hükümlerinden ayrı tutulması icpa eder. Bu itibarla konkordato şartlarının bütün alacakları bağlayacağından bahisle borçlunun itirazının kabulü ile, takibin konkordato kararı gereğince yürütülmesine karar verilmesi isabetsiz olmakla mercii kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Alacaklı kurumun temyiz itirazları yukarda yazılı nedenlerle yerinde görülmekle, mercii kararının İ.İ.K.nun 366 ve H.U.M.K.nun 428 nci maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 29.6.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.