 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1976/3951
K: 1976/6353
T: 18.05.1976
DAVA : Merci kararı müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 12.4.1976 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 6570 sayılı Kira Yasasının 14. maddesi ile 2490 sayılı Kanuna göre kiraya verilen taşınmazlar hakkında bu yasanın uygulanacağı kabul edilmiştir. Şu halde uyuşmazlığın bu yasaya göre halli gerekir. Mecurun tahliyesi bu yasanın 7. maddesinde gösterilen hususların tahakkuku ile mümkün olup bunun dışında 8. maddede belirtildiği veçhile sözleşmede aksine şart bulunsa bile tahliye istekleri yerine getirilemez. Takip yapan hazine sözleşmelerde hususi şartlar hanesinde yazılı 7. maddede belirtilen şarta dayanarak borçlu aleyhine takip yapmıştır. Bu maddede aynen (kiralanan sinema salonunun başka bir daire veya müesseseye tahsisi halinde hazinenin bu hususta müstecire yapacağı tebligat üzerine salonun üç gün içinde tahliye edileceği) yazılıdır. Bu şart ilk mukavelede mevcut olduğu gibi onu takip eden sürenin bitiminden itibaren yapılan sözleşmelerde de mevcuttur. En son sözleşme 2.9.1972 tarihinden itibaren 2.9.1975 tarihine kadar yapılmış olup ondan sonra sözleşme yapılmadığından 6570 sayılı K.nun 11. maddesi gereğince bu sözleşme 2.9.1975 tarihinden itibaren bir yıl daha uzatılmış sayılır. İcra takibi kanunen aktin uzadığı süre içerisinde yani 23.1.1976 tarihinde yapılmış ve 7. maddeye göre ihtarda bu süre içerisinde vuku bulmuştur. Kira Kanununun niteliği ile bağdaşan 4.10.1944 gün ve 28 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince kira müddetinin hitamında mecurun tahliye edileceğine dair şart muteber olmadığından ilk mukavelede konan bu şartın yeni mukavelelere konmasıda yasaya göre uzamış bir akit söz konusu olmadığından her biri yeniden yapılmış bir akit sayılması gerekeceğinden bu şart muteber sayılmaz. Kaldıki aktin kanunen temdit edildiği sürenin hitamından evvel bu taahhüde istinaden ihbar yapılması nedeniyle süresinden evvel yapılan bu takipte yasanın yukarıda yazılı hükümlerine göre ihbarın geçerliliği kabul edilemez. Diğer taraftan borçlu tahliye hakkında sulh mahkemesine dava açıldığı iddia edildiğine göre mahkemeye intikal etmiş bir husus muvacehesinde bu cihet takip konusu ile ilgili esasa istinat ediyorsa merciin karar vermesinde vazife dışında olduğundan sözü geçen davanın sebebi tahkik edilmeden karar verilmeside isabetsiz, borçlunun temyiz itirazı yerinde görüldüğünden temyiz olunan merci kararının İİK. nun 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 18.5.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.