Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1976/11843
K: 1976/4471
T: 09.04.1976
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilen kararın davacı vekilleri tarafından duruşmalı olarak temyiz olunması üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 26.12.1975 tarihinde gönderilmiş olmakla bilumum dava kağıtları okunup incelendikten sonra aşağıdaki karar tesbit edilerek gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : 1.4.1975 tarihli cevap layihasında 447.50 Türk lirasına ait isteğin hata sonucu sıra cetveline alınmadığı, ipotekli alacakların faiz ve giderlerinin kabul edildiği, 118 bin, 200 bin TL. lık emri muharrer senetlere istinat eden alacak faizlerinin gözetileceği, esasen bunların reddine dair sıra cetvelinde bir kayıt bulunmadığı ifade edilmiştir. 1972/656 1972/657 sayılı icra takipleriyle istenilen 170,000, 180.000 TL. sı ki ceman 352 bin liralık alacak iddiası tarafların kardeş olması ve diğer alacakları israf kastı bulunduğundan bahisle reddedilmiştir. Mahkeme ise iki tanık dinleyerek aynı gerekçeye dayanarak davanın reddine karar vermiştir.
1 - 12.2.1974 tarihli iflas idaresi memurluğu kararında gösterildiği veçhile, miktarı ihtilafsız olan ipotek alacağı 127.000 bin TL. olarak ve 447.50 TL. noksanı ile sıra cetveline kaydedilmiştir. Davalı bu noksanın hataya müstenit olduğunu ifade ettiğine göre anılan meblağın 127.447.50 TL. olarak düzeltilmesine, bu meblağın sıra cetveline bu şekilde kayıt ve kabulüne karar verilmesi zorunludur.
Davalı, ipotekli alacakların faiz ve giderlerinin kabul edildiğini belirtmiştir. Medeni K.nun 790. maddesi, ipotek alacaklısına ana para ile birlikte takip giderleri, geçen günlerin faizleri satılması talep edilen zamanda vadeleri gelmiş bulunan 3 senelik faizlerle son vadeden itibaren cereyan eden faizleri isteme hakkını tanımıştır. İlgili icra dosyaları ve dayanağı belgeler üzerinde bu açıdan gerekli inceleme yapılarak talebe hak kazanılmış miktar tesbit olunup sıra cetvelinde gösterilmesi gerekir. Davalının bu kalemlerin reddine dair bir karar bulunmadığı yolundaki beyanına rağmen, bu tarzda bir inceleme yapılmaksızına red kararı verilmesi doğru değildir. Keza 118 bin ve 200 bin liralık bonoları ilişkin alacağın faiz ve giderleri ile sıra cetveline kaydedilmesi davalı beyanı gibi zorunludur. Halbuki bu yöne matuf istek konu ile ilgili olmayan gerekçe ile reddedilmiştir. Mahkemenin dosya muhtevası ve davalının savunması hilafına yukarda belirli istekleri hiç bir inceleme yapmaksızın reddetmesi isabetsizdir.
2 - Tasfiye memurunun beyanı aynen kabul ve gerekçe yapılmak suretiyle, 1972/656,1972/657 sayılı icra takiplerinin konusunu teşkil eden 352 bin liralık alacakla ilgili istek reddedilmiştir. Mahkeme bu kararını verirken iki tanığın ifadesine dayanmıştır. Bu iki tanık davalıdan alacaklı olmaları sıfatiyle sıra cetveline alacaklarını kaydettirmiş ve davanın sonucu kendilerini ilgilendiren kişilerdir. Bu sebeple diğer delillerle teyit edilmedikçe bu iki tanığın beyanlarına atfen hüküm verilmesi yerinde sayılamaz. Davacı ve davalının kardeş bulunmaları davanın reddine tek başına neden olamaz. Bu itibarla 352 bin lira alacak iddiası bakımından ilgili icra dosyaları incelenmek, lüzum görülürse bu alacağın mevcudiyetini isbata medar deliller ibraz ettirilmek ve sonucuna göre bir karar tesisi gerekirken, noksan inceleme ile ve yetersiz gerekçeye dayanılarak red kararı verilmesi bozmaya muciptir.
3 - Dava reddedilmekle beraber, kabul şekline göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilmiştir. Kayıt kabul davalarında önemli olan nokta alacağın miktarı değil, sıra cetveline kaydedilip edilmeyeceğidir. Tıpkı iflas davasında olduğu gibi şekli bir tesbit ve dava bahis konusudur. Dava sonucu tesis edilecek hükme göre sıra cetvelinde yani bir düzenleme veya değişiklik yapılacak yahut dava reddedilmiş ise böyle bir işleme lüzum kalmayacaktır. Her iki halde de avukatlık asgari ücret tarifesine göre nisbi değil maktu avukatlık ücret takdiri kanunun ruh ve maksadına, davanın yapısına uygun düşer. Bu itibarla, kayıt ve kabul davalarında nisbi harç alınması icap etmesine rağmen nisbi avukatlık ücretine hükmedilmesinde isabet bulunmadığından hükmün bu sebepten ötürü davacı yararına bozulması lazımdır.
SONUÇ : Temyiz itirazları yukarda yazılı nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile, temyiz olunan hükmün İİK. 366 ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 9.4.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini