Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1976/5406
K: 1976/5406
T: 16.12.1976
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Zonguldak As. 2. Hukuku Hakimliğince verilen 24.9.1975 tarih ve 62/286 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu; gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: Davacı vekili, müvekkili ile davalı müessese arasındaki 19.5.1969 tarihli anlaşma gereğince hariçten ithal edilen rulmanlar teslim ve temin edilmekte iken 10.8.1970 tarihinde Türk parası devalüasyon kararı ile dolara nazaran % 67 düşürüldüğü için arada meydana gelen fiat farkı (169.381,42) liranın % 10 faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davalı arasında yapılan sözleşmede devalüasyon nedeniyle fiyat farkı verileceği hakkında bir anlaşma olmadığı gibi, Türk Ticaret ve Borçlar Kanununda bu şeklide ödemede bulunulacağı hakkında bir kural mevcut olmadığını, ayrıca çıkmış Bakanlar Kurulu kararı ile ilgisi olmadığından ve davacı zaten gecikmeye sebebiyet verdiği için davanın reddi gerekeceği savunulmuştur.
Mahkemece özetle toplanan delillere ve bilirkişi kurulu raporuna göre (169.384) liranın 8.2.1974 tarihinden itibaren % 10 faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, devalüasyon sebebiyle meydana gelmiş olan mübir sebebe dayanmaktadır. Mukavelenin 9. maddesinde tarflarca kabul edilmiş olan (mücbir sebepler) arasında devalüasyon bulunmamaktadır. Esasen sözleşmenin 1. maddesinde, tayin edilen fiatın, sözleşmenin 5. maddesinde 1. maddesinde, tayin edilen fiatın, sözleşmenin 5. maddesinde belirtildiği üzere, Zonguldak merkez ambarına teslim fiatı olduğu ve her türlü işçilik, nakliye, vergi, resim ve sair masrafların davacıya ait bulunduğu, davacının bu fiattan başka hiç bir bedel ve ücret talep etemiyeceği, yazılı bulunmaktadır. Kaldıki sözleşme konusu rulmanların yurt dışından ithal edilmek suretiyle teslim edileceğine dair bir kayıtta bulunmamaktadır.
Davanı mesnedi olan mübir sebebi düzenliyen Borçlar Kanununun 117. maddesine göre, mücbir sebebin söz konusu olabilmesi için önceden tahmin edilememiş bulunması, borçluya kabili isnat olmaması ve önlenemeyen, giderilemeyen, yenilemiyen bir nitelik taşıması ve borcun ifasını imkansız bir hale getirmesi gerekir. Zaten sözleşmenin mücbir sebebe ilişkin 9. maddesine aynı hususları muhtevi bulunmaktadır.
Tacir olan davacının T.T.K.nun 20/2. maddesi gereğince (müdebbir bir tacir) olarak taahhüdünün ifası için taahhüde girmeden önce gerekli tedbirleri alması ve bu cümleden olarak gerekli malzemeyi temin imkanlarını önceden sağlamış olması lazımdır. Kaldıki zamanımızda sık sık yapılmakta olan para ayarlamaları, önceden tahmin edilemeyecek bir keyfiyette değildir.
Mücbir sebebin en mühim unsuru olan ifanın imkansız hale gelmiş bulunması da olayda düşünülemez. Çünkü, davacı daha fazla bir para vermek suretiyle iddiasına göre edasını ifa etmiş bulunmaktadı.
İlk sözleşmeye göre rulmanlar, sözleşme tarihinden itibaren 10 ay zarfında teslim edilecektir. Davacı, süresinde tahhüdünü yerine getirmiş olsaydı, şüphesiz teslimin devalüasyondan sonra yapılması bahis konusu olmayacaktı.
Davalı işletmenin süre uzatımında bulunması dava konusu mücbit sebebin kabulü anlamına da gelmez. Bu bakımlardan davanın reddine karar verilmesi lazım gelirken kabulünde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.12.1976 tarihinde bir oya karşı çoğunlukla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı firma tarafından davalı işletmeye teslimi taahhüt olunan 1417 adet (Rulman)'ların ithal malı olduğu ve bunların Türkiye'de imalinin mümkün olmadığı hususunda taraflar arasında hiç bir uyuşmazlık yoktur.
Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin 5. maddesinde davacının teslim fiyatı dışında işçilik, nakliye, vergi resim ve sair masraflar namı altında hiç bir şey isteyemeyeceği yazılı ise de hükümetin aldığı devalüasyon kararından neş'et eden fiyat artışı ne bir resim ve ne de bir vergidir. o nev'i şahsanı amünhasır ve tamamen dava dışı bir resmi organın yani hükümetin idari bir tasarrufunu ortaya çıkardığı bir fiyat yükselişidir. Bu itibarla davanın sözleşmenin adı geçen maddesi hükmü ile çözümlenmesi mümkün değildir. Esasen sözleşmede yer alan (sair masraflar) ibaresi orada sayılan hususlardan daha hafif ve tarafların sözleşme yapılırken düşünemedikleri noktalara matuf bir ibaredir. Bu itibarla devalüasyonun ortaya çıkardığı fiyat farkını olaya sokmaya ve dolayısıyla tarafların sözleşme yapılırken nazı itibare aldıklarını kabul etmeye imkan yoktur.
Sözleşme yapılmasından önce görülmeyen ve akdin vücut bulmasından sonra ancak ortaya çıkan şartlar taraflardan birinin vücut bulan sözleşmeye bağlı kalması halinde oun durumunu fevkalade güçleştirir ve aktin yerine getirilmesi halinde borçlunun iktisadi ve ticari hayatı onun bu faaliyetine eskisi gibi devam etmesine imkan vermeyecek bir şekilde ona ağır ve yüksek külfetler tahmil ederse, böyle bir duruma düşen taraf için artık akdin ifasının imkansızlığını kabul etmek ve onu B. Kanununun 117. maddesi hükmünden faydalandırmak icap eder. Doktrin bu hususta ittifak halinde (Andreas Van Turhr, Borçlar Hukuku 2. Cilt, CEVAT Edege Tercümesi İst. 1953, C. 2, Sayfa : 692, Prof. Dr. Selahattin Sulhi Tekinay, Borçlar Hukuku, 3. bası, İst. 1974, Sayfa: 763 - 765, Prof. Dr. Kenan Tunçomağ, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler C. 1. İst. 1972, Sayfa : 482 - 484, osen - Schönenberger, Borçlar Hukuku, Dr. Recai Seçkin Tercümesi Ank. 1947, sayfa 844) olduğu gibi gerek fedaral mahkemede (BGE. 97.11.390 - JDT. 973.1.80 Prof. Dr. Selahattin Sulhi Tekinay age. Sh. 764, dip not 13-b) gerekse Yargıtay'da (Yargıtay hukuk Genel Kurulu, 22.1.1958 gün ve E. 958/T-1, K. 1958/7 ve keza YHGK. 20.3.1974 gün ve E. 970/T - 1053, K. 222) aynı görüştedir.
Davacı, taraf yönünden Türk Ticaret Kanunu (basiretli bir tacir gibi hareket etme) ile ilgili 20. madde hükmü olayda kabili tatbik değildir. Söz konusu 20. madde hükmünü ancak "normal şartların devam ettiği" sürece caridir. Bir hükümet bir kalemde kendi parasını % 66 nisbetinde devalüe eder ve yüz kuruşun alım gücünü 34 kuruşa indirirse bu hal "normal şartların eskisi gibi aynen devam ettiği olarak kabul edilemez ve bu durumda da basiret" söz konusu olamaz.
Olayda davalı işletme davacı tarafa süre uzatımında bulunmuş olmakla devalüasyonu mukavelenin 9. maddesindeki "mücbir sebepler" meyanında kabul etmiş sayılır. Bu nedenle, devalüasyon kararından sonraki teslimatlar için fiyat farkının davacıya ödenmesi gerekir. Bu nedenlerle ekseriyet kararına muhalifim.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini