 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1976/4086
K: 1976/4225
T: 14.10.1976
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (Hakkari Asliye Hukuk hakimliği)nce verilen 20.4.1976 tarih ve 29/31 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı (S)nin müvekkili bankadan 2.10.1970 tarihinde 232 sayılı iskonto senedi ile almış olduğu 27.10.1970 vadeli 170.000 liradan bakiye 152.500 lira borcu kaldığını belirterek bu miktarın dava tarihine kadar işlemiş olan 99.375 lira faiziyle birlikte cem'an 253.155 lira alacağı olduğundan bu miktarın faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş ve bu dosya ile tevdih edilen Hakkari Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 976/17 esasında kaytılı dosya içerisinde bulunan 27.2.1976 tarihli dava dilekçesi ile de; borçlu davalı (İ)nin müvekkili bankadan yukarıda tarihleri yazılı senetten dolayı 122.500lira ile birlikte toplan 247.420 liranın faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalılardan (S) savunmasında, dava konusu senete müteselsil kefil olan (i)nin icrada müruruzaman itirazında bulunduğunu, merci'inin itirazı varit gördüğünü, hükmün de Yargıtay'ca onandığını, bu nedenle senedin kambiyo senedi vasfını kaybettiğinden müteselsil kefaletinde son bulduğunu, husumetin yanlış tevcih edildiğini bildirmiş (İ) ise savunmasında, zanmanaşımı itirazında bulunmuş, senedin asıl borçlusunun da (M) olduğunu, bu şahsında borcun kendisine ait olduğuna dair noter senedi olduğunu, bonoyu sadece kendisinin hatır bonosu olarak imzaladığını ileri sürmüştür.
Mahkemece, BK.nun 131. maddesine göre aslı alacak muüruruzamana uğradığından faiz vs. lerinde mururuzaman'a uğrayacağından davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeple ve davalılardan (İ) hakkında 27.10.1970 veda tarihli senede dayanılarak 18.4.1974 tarihinde yapılan icra takibinde adı geçen davalının zamanaşımı itirazı da bulunduğu anlaşılmış ve sonradan açılan iş bu tahsil davası ile birleştirilerek bakılan 976/17 esas sayılı davada zamanaşımı def'inde bulunduğu ve adı geçen bu davalının davacı banka ile diğer davalı (S) arasında mevcut iskonto ve iştira taahhütnamesinde taraf bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda davalı (İ) hakkındaki dava mücerret 27.10.1970 vade tarihli senede dayandırılmış olmaktadır. TTK.nun bonolar hakkında uygulama olanağı bulunan 661. maddesi gereğince senette ciranta durumunda olan davalı (İ) hakkında açılacak davalar 1 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan ve icra takibinin yapıldığı tarihe göre, bu süre fazlasıyla geçmiş bulunduğundan adı geçen (İ) hakkında davanın zamanaşımı bakımından reddi sonucu itibariyle doğru bulunmuştur.
2 - Diğer davalı (S) hakkındaki davaya gelince, davacı banka ile adı geçen davalı arasında 28.3.1968 tarihinde yapılmış iskonto ve iştirak taahhütnamesi mevcuttur. Bu taahhütname hükümlerine göre, senet mukabil davalıya yapılan tediyeler karz akdi niteliğindedir. Davacı banka dava dilekçesinde açıkça bu taahhütnamenin 2, 7 ve 8. maddelerine dayanmış olduğundan hukuki ilişki olarak bu bağıta ait hükümlerin ve dolayasıyla zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Bu da BK.nun 125. maddesi gereğince genel zamanaşımı olan 10 yıldır. Bu cihetler gözönünde tutulmaksızın adı geçen davalı hakkındaki tahsil davasının 3 yıllık zamanaşımına tabibulunduğundan söz edilerek hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine ve davalı (İ) hakındaki hükmün ONANMASINA, 2 nolu bentte yazılı nedenlerden dolayı davalı (S) ile ilgili hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 14.10.1976 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.