 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1976/3063
K: 1976/3106
T: 10.06.1976
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (İstanbul 18. Asliye Hukuk Hakimliği)nce verilen 16.3.1976 tarih ve 34/128 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü :
KARARK : Davacı, davalının Almanya'da bulunduğu sırada 29 adet senetle cem'an 34273 DM. karşılığı 231.659 lira borçlandığını bu senetlerin kendisine ciro edildiğini bildirerek toplam 231.659 liranın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, tahsili istenen senetlerin kendisini ilzam edecek vasıfta belgeler olmadığını bu nedenlede cironun hukuken geçersiz olduğunu esasen de davacıya borçlu olmadığını ileri sürmüştür.
Mahkemece, davacı tarafından dosyaya ibraz olunan ve Almanya'da tanzim olunan vesikalarda keşidecei mzası mevcut değildir. bu itibarla ibraz olunan vesikalar TTK. da öngörülen şartlar haiz bulunmamaktadır. Bono veya emremuharrer senet vasfında olmayan bir belgenin cirosu mümkün değildir. Davacının dava hakkı doğmamıştır, gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemenin kabulü hilafına keşideci ve aynı zamanda muhtab olan (Z)nin poliçelerde imzaları bulunmaktadır. İnkarı halinde bu yönün araştırılması da mümkündür. TTK.nun 679. maddesi gereğince yabancı bir memlekette bir Türk'ün yapmış olduğu bir poliçe taahhüdü Türk mevcuatının gsöterdiği şekle uygun bulunduğu takdirde, Türkiye'de bir Türk'e karşı geçerlidir. Almanya'da tanzim edilen dava konusu poliçelerde keşideci Türk olduğu gibi, lehdarı da Türk'tür Aynı Kanunun 585. maddesi gereğince keşideceinin kendisi üzerine poliçe keşide etmesi de mümkündür. Poliçelerin tercümelerinin tetkikinde de TTK.nun 585. maddesinde yazılı koşulları ihtiva ettiği anlaşılmadığından bunların cirosu da kabildir. Bu durumda davaya bakılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken poliçelerin ve cirolarının geçerli olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10.6.1976 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.