 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1976/2441
K: 1976/2307
T: 30.04.1976
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi)nce verilen 18.6.1975 tarih ve 274/204 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, 18.6.1973 tarihli sözleşme ile davalıya ait patatesleri iskenderun'dan Kuveyt'e taşımayı müvekkili firmanın taahhüt ettiğini bunun için 9 vasıta kullanıp, nakliye sözleşmesine uygun olarak taşımaları gerçekleştirdiğini, davalı tarafından 8 vasıtanın navlun bedelinin ödenip, 9 uncu vasıtanın taşıma ücretinin ödenmediğini belirterek 24.992 navlun bedeli ve 2082.50 lira temerrüt faizi ki toplam 27.074,50 liranın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili savunmasında; 9 uncu vasıtanın navlun ücretinin, davacı firmanın Musul'da borçlu olduğu 3. şahsa ödenmek üzere Antakya'da mukim (M)ye ödendiğini ileri sürmüştür.
Mahkemece; davacı tarafından davalıya çekilen 21.6.1973 tarihli telgrafla davalıya verilen ödeme yetkisi (H) ile sorumludur. Telgrafta kefil olacak veya aracılık yapacak bir başka şahsa para ödenmesi bahis konusu edilmemiştir. Ödemeye dair verilen müsaade ve emir sınırlıdır. Bu itibarla davalının taraflarla ilgisi ve ilişiği belli olmayan (M) adında birisine ödeme yapmak suretiyle borçtan kurtulması mümkün görülmemiştir. Ayrıca davalı (M) adında birisine parayı ödediğini de mevcut delillere göre ispat etmiş değildir. Gerekçesiyle 24.850 liranın ve 780 lira temerrüt faizi ile birlikte toplam 25.630 lira olarak davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar iddia ve savunmanın esaslı noktalarında ittifak halindedirler. Davacı davalıya talimat vererek alacağını Musul'daki (H)ye ödiyerek borcunu kapatmasını istediğini bildirmiş ve davalıda talimat veçhile hareket ederek (M) vasıtasi ile (H)ye tediyede bulunduğunu ve nitekim bunun üzerine davacının aracınına serbest bırakıldığını savunmuştur. Bu noktaya inhisar eden uyuşmazlığın çözümlenmesi için davacı davalının savunmasında geçen aracın serbst bırakılması hususunda başka bir neden ileri sürmediğine göre; mahkemece lüzum görüldüğü takdirde Musul Mahkemesi usulü veçhile istinabe olunarak, hatta borçlunun defterleri züerinde inceleme yaptırılması ve yemin tevcihi hususunda gözönünde tutulması ve hasıl olacak sonuç dairenin de bir karar verilmesi gerekirken davalının iktidarı dışında veya ispatında büyük müşkülat bulunan bu hususun kanıtlanmadığına dayanılarak yazılı olduğu sekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 30.4.1976 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.