 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1976/2183
K: 1976/2257
T: 28.04.1976
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Kırıkkale Asliye Hakimliğince verilen 25.6.1975 tarih ve 169/493 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı (S) avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar davalılardan (S) nin aracıyla yolculuk eden miras bırakan (Ş) nin taşıyıcının kusuru ile meydana gelen trafik kazasında ölümü nedeniyle, tevhit edilen davalarla 50.000 lira maddi tazminatın, ihtiyari mali mes'uliyet sorumlusu diğer davalı ile birlikte (poliçedeki miktarla kayıtlı olarak) müteselsilen tahsili ve ayrıca 50.000 lira manevi tazminatın araç sahibi (S) den tahsili ve olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesini talep ve dava etmişlerdir.
Sigorta şirketi, kendilerine husumet tevcih edilemeyeceğini ileri sürmüş, diğer davalı taşıyıcı, kusurun olaya karışan dava dışı araç sürücüsünde ve talebin fahiş olduğunu beyanla davanın reddi gerektiği yolunda savunmada bulunmuşlardır.
Mahkemece, deliller toplanarak, benimsenen bilirkişi raporları muvaccehesinde iddia, taşıyıcı yönünden kısmen sabit görülerek toplam 35.267,37 lira maddi ve 30.000 lira manevi tazminatın, olay tarihinden 9,5 faiziyle (S) den tahsiline, fazla talebin ve sigorta şirketi hakkındaki davanın ise husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
Hüküm, taşıyıcı tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - Ancak, davalı (S) diğer davalı sigorta şirketine müracaat ederek mecburi hadleri tecavüz eden miktar için ihtiyari mali mes'uliyet sigortası yaptırmış ve bu suretle bu sigorta poliçesinde yazılı azami had dahilinde sorumluluğunu garanti altına almıştır.
Nitekim, Karayolları Trafik Kanununun 232. sayılı kanunla değişik 55. maddesinin 2. fıkrası gereğince zarar gören kimse, mali mes'uliyet sigortası ile temin edilen hadler dahilinde doğrudan doğruya sigortacı aleyhine dava açabilir.
Her ne kadar aynı kanunun değişik 52. maddesinde mecburi olan asgari sigorta hadlerini tesbite Bakanlar Kurulu yetkili kılınmış ise de, 55. maddenin sözü geçen 2. fıkrası ile 5. fıkrasında zarar görenin sigortacı aleyhine dava açabileceğine dair olan hükümlerde mecburi mali mes'uliyet sigortası ile bunun fevkinde olan ihtiyari mali mes'uliyet sigortası arasında bir fark gözetilememiştir. Kökleşmiş Yargıtay İçtihatları ile de (Örneğin Y.H.G. Kurulu 17.4.1974 tarihli karar aynı görüşü kabul edilmiştir.
Bu itibarla sorumlu olduğu miktar ile sınırlı olmak üzere, davalı sigortacı aleyhinde ve fazlası için diğer davalı (S) den tahsil kararı verilmek gerekirken, sigortacı aleyhindeki davanın, sigorta ettiren (S) nin de hukukuna müessir surette reddine karar verilmesi doğru değildir. Her ne kadar dava dilekçesinde müteselsilen tahsil talebi mevcut ise de bu yönden davacıların temyizi bulunmadığından aleyhe bozma sebebi ittihaz edilememiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı (S) diğer temyiz itirazlarının reddine ve hükmün 2. bentte gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 28.4.1976 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.