 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1976/1537
K: 1976/2035
T: 15.04.1976
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi)nce verilen 24.10.1975 tarih ve 483/401 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı bankanın tasfiyeye girmesinden önce senet mukabili avans hesabına dahil olarak 10.7.1963 vadeli 6000 liralık bono ile, muhatabı (B) tarafından kabul edilmiş 20.9.1962 vadeli 60.000 liralık poliçeyi teminat olarak davalıya verdiklerini, uyarılara rağmen borçlular hakkında takibat yapmadığından açtıkları tahsil davasının zamanaşımı noktasından reddine sebebiyet verdiğini, MK.nun 859. maddesi uyarınca sorumlu olduğu bu zararı talebe rağmen ödemediğini, önce bu konuda açılan 972/349 sayılı davanın zamansız açıldığı nedeniyle red edildiğini iddia etmiş ve şimdi zamanı gelmiş olduğundan toplam (66000) lira zararın % 10 temerrüt faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, evvelce açılan 972/427 sayılı (128.159,60) liralık zarar davasına bu dava konusu senetlerinde dahil bulunduğunu, red kararının zamanaşımı iddiasını da kapsaması nedeniyle kesin hüküm teşkil ettiğini, zamanaşımına uğratma iddiası haksız fiil zamanaşımına tabi olup bir yıl geçmemiş olduğundan bu itibarla da davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, mübrez delil ve belgelerle celp ve tetkik edilen 972/349 esas sayılı dava dosyası münderecatına göre, dava konusu senetleri de kapsayan ve zamanaşımına uğratıldığı iddia edilen senet bedelleri 128.159.60 liranın tahsili davası sırasında aynı iddiaların incelenerek davanın reddine dair verilip Yargıtay'ca onanmak suretile kesinleşen 25.9.1972 tarihli kararın tarafları bağlar nitelikte kesin hüküm teşkil ettiği anlaşıldığından bahisle aynı hususların yeniden dava konusu yapılmasına imkan olmadığından dolayı davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve her nekadar zamanaşımının başlangıcı zarardan doğan alacağın muaccel olduğu tarihten başlar ise de, bono ve poliçenin borçlusu aleyhinde TTK.nun 644. maddesi gereğince dava ve talep hakkı mevcut olduğu gibi borçluları aleyhine aradaki hukuki ilişkiye dayanılarak dava açılabileceğine ve bu yönden zararın henüz tekevvün etmemiş bulunmasına göre, sonucu bakımından doğru olan red kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün ONANMASINA 1000 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine 15.4.1976 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.