 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1975/366
K: 1976/2976
T: 26.11.1976
DAVA : Taraflar arasındaki tapulama tesbitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Adana Tapulama Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 8.11.1971 gün ve 348-210 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 19.3.1974 gün ve 1909-1353 sayılı ilamiyle (Her ne kadar tapu sınırları gayri sabit ise de bu gibi sınırların zamanla ve bazı olaylar sonucu sabit hale dönüşmesi mümkündür. Parsellerin civarı dağıtıma tabii tutulmuş veya bu dağıtım sırasında parsellerin bulunduğu yerlerin davalılara aidiyeti kararlaştırılmıştır. Bu durum gözönünde tutularak, civar parsel kayıtlarının da yardımıyla yeniden yapılacak uygulama ile, tapunun sabit sınırlı kabul edilerek sonucuna göre birr karar verilmesi icap eder) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: (F) ve arkadaşları vekili.
Temyiz dilekçesinin süresinde verilip kaydedildiği incelenerek anlaşıldı. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dayanılan tapu kaydının sınırında şif bulunmaktadır. Mahkemece şif sınırının genişletilmeye elverişli olduğu noktasından hareketle, tapu kaydının yüzölçümüne değer verilmiştir. Ancak şif sınırı yönünden hazine arazisinin tevzi talimatnamesi hükümlerine göre dağıtıldığı bilirkişi tarafından belirtilmiştir. Tapulama tesbiti sırasında o yöndeki taşınmazlar ayrı ayrı şahıslar adına tesbit edilmiştir. Hazine arazisi sonradan yetkili mercii tarafından başkalarına tevzi ve temlik yolu ile verilmiş ve onlar adına tapu kayıtları oluşturulmuş ise, o kayıtlarda nizalı taşınmaz yönü, sınırı uyuşmazlık konusu olan tapu kayıt malikinin sınır olarak gösterdiği takdirde artık dayanılan tapu kaydının o sınırının değişmez nitelikte olduğu kabul edilmelidir. Çünkü devletin tekili mercii hazineye ait yeri belli etmiş ve kendisi sınırı saptamış bulunmaktadır. Bu kural gözönünde tutularak özel daire bozma kararında değinildiği gibi şif sınır yönündeki parsellere revizyon gören tapu kayıtlarının örnekleri ve geldileri getirtilmeli, o kayıtların, hazinenin temlikinden oluşturulup oluşturulmadığı incelenmeli, hazinenin temlikinden oluşturulmuş ise o kayıtlara nizalı parsel yönünün sınırında davalı tarafın dayandığı tapu malikini gösterip göstermediği incelenmeli ve varılacak sonuca göre tapu kaydının uyuşmazlık konusu olma şif sınırının değişmez nitelikte olup olmadığı belli edilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu nedenlerle mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının BOZULMASINA 26.11.1976 gününde oyçokluğu ile karar verildi.