 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1975/1155
K: 1976/2777
T: 10.11.1976
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 13.2.1973 gün ve 309-875 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay Obirinci Hukuk Dairesinin 17.3.1975 gün ve 121-1890 sayılı ilamıyla, (davacı, davalıdan tahsilini dava ettiği (33889) liranın kredi ilişkisinden doğduğunu bildirmekte ve delil olarakda davalının borçlanma durumunu gösterir bir cetvele dayanmaktadır. Cetvelde çeşitli kalemlerden oluşan alacağın ortak ikrazat ve makbuzlardan çıkarıldığı ve kayıtların aynı olduğuna işaret edilmekte ise de bu belgeler ayrıca ibraz edilmemiştir. Mahkemece bilirkişi kuruluna münhasıran bu cetvel ile davalı hakkında açılan takibe ait icra dosyası incelettirilmiş ve davacı vekilininde delillerin hasrettiğinden sözedilerek hüküm tespit edilmiştir. Bu itibarla davalının borç durumunu gösteren cetvel dayanağı ortak ikrazat ve makbuzlarla davacı kooperatif defterleri celbedilmek ve dosya içine konmuş bulunan icra dosyaları yetenekli bilirkişilere incelettirilmek suretiyle taraflar arasındaki gerçek alacak ve borç durumunun saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 75. maddesi hükmünce "Hakim davanın her safhasında iki tarafın iddiaları hududu dahilinde olmak üzere kendilerini istima ve lazım olan delillerin ibraz ve ikamesini emredebilir". Bu hüküm aynı Yasannı 74. maddesinin "Hakim her iki tarafın idida ve müdafaları ile mukayyet olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez" şeklindeki kuralının istisnası olmayıp aksine onun taidi niteliğindedir; 75. maddede dahi 74. madde de olduğu gibi iddia ve savunma ile bağlılık ilkesi benimsenmektedir. Ancak 75. maddede iddia hududu içerisinde kalınmak kaydıyla dava sonuçlanıncaya kadar Hakime taraflara delil ibraz ve ikamesini isteme olanağı tanınmaktadır. Olayda davacı davalıdan tahsilini istediği alacağının kredi ilişkisinden doğduğunu iddia ile davalının borçlanma durumunu gösterir bir cetvele dayanmıştır. Davacı vekilinin 12.7.1973 günlü oturumda başka elillerinin olmadığını bildirmesi, az önce açıklanan maddi durum ve usulün 75. maddesi karşısında delillerin hasredilmiş bulunmasından söz edilemiyeceğinden bozma kararında değinilen ve cetvel dayanağını oluşturan delillerin getirtilip inceleme yaptırılmasına engel olmaz. Bu nedenlerle mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve asaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA 10.11.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.