 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1975/298
K: 1975/289
T: 24.11.1975
DAVA : Öldürmeye teşebbüsten sanık Asım ve Nazır'ın yapılan yargılanmaları sonunda; hükümlülüklerine ilişkin İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesin'den verilen 27.3.1975 günlü hüküm, sanıkların temyizleri üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nce incelenerek, onanmasına dair verilen 4.11.1975 gün ve 2879/3483 sayılı ilama karşı C.Başsavcılığının; Yargıtay 1. Ceza Dairesinin onama ilamının kaldırılarak hükmün bozulması istemini bildiren 12.11.1975 gün ve 1/33 sayılı itiraznamesiyle dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Öldürmeye teşebbüsten sanıklar Asım, Rasim ve Nasır haklarında yapılan yargılanmaları sonunda : TCK.nun 448, 62, 463, 51/1 ve 55/3. maddeleri gereğince 4 ve 6 şar sene ağır hapis cezalarıyle mahkumiyetlerine ve 1803 sayılı Af Kanunun 1/B ve TCK.nun 97. maddeleri gereğince cezalarının bütün neticeleriyle kaldırılmasına ilişkin mahkeme kararının sanıklar tarafnıdan duruşmalı inceleme yapılması isteğiyle temyiz edilmesi üzerine özel dairece; Ceza Af Kanunu ile ortadan kaldırıldığına göre sanıkların duruşmalı inceleme istekleri reddedilerek hükmün onanmasına karar verilmiştir.
C.Başsavcılığı itirazında CMUK.nun 318. maddesinde ağır cezaya müteallik hükümlerde duruşma yapılacağı ve 421. maddesinde de ağır ceza işlerinden maksadın (... ağır hapis... cezalarını müstelzim cürümlere müteallik) davalar olduğu tasrih edilmiştir ve yasada cezanın af ile ortadan kalkması halinde duruşma yapılamayacağına dair bir hüküm de bulunmamaktadır.
Esasen ceza af ile ortadan kalktığı sonuç olarak 6 ve 4 sene hapis cezalarına çarptırıldıkları, cezaları ortadan kalksa dahi mahkümiyetin hukuki sonuçlar doğuracağından ve bu itibarla duruşmalı inceleme isteklerinin reddidilmesine isabet bulunmadığından onama kararının kaldırılması istenilmektedir.
1 - Duruşma yapılması isteğiyle temyiz edilen hüküm usul yasasının 421. maddesinde sayılan ağır cezalı bir işe ilişkindir ve bu konuda tereddüt yoktur. Nitekim dairece de esası incelenmiştir. Sanıkların bunda diğer bir deyimle duruşmalı temyiz istemelerinde kişisel menfaatleri de vardır. Örneğin eylemin sübut bulmadığına veya kastın yokluğuna yönelik bir bozma sanık lehine sonuç doğuracaktır. Hükmedilen ceza ise ağır hapistir ve itham edici niteliktedir. Temyiz incelemesi sırasında mücerret cezanın af ile ortadan kalktığı gibi bir gerekçe ile duruşma isteğinin reddi halinde savunma bir bakıma kısıtlanmış olacaktır ki bu hal Usul Kanunumuzun güttüğü amaca da aykırıdır ve bu nedenle sanıkların duruşma yapılması isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Bu itibarla C.Başsavcılığının yukarıda tesbit edilen itirazı yerinde görüldüğünden kabulüne ve onama ilamının kaldırılmasına ve duruşmalı inceleme yapılmak üzere dosyanın 1. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
2 - Çoğunluğa karşı olan görüş ise; Af Yasası ile Asli Fer'i cezaların şu halde ağır hapsi müstelzim cezanın ortadan kalkmış bulunmasına göre; usulün 318. maddesindeki unsur kalmadığından özel daire kararı yerinde görülmekle itirazın reddine karar verilmesi gerektiği yolundadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenle C.Başsavcılığı itirazın kabulüne Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 4.11.1975 gün ve 2879/3483 sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve dosyanın duruşmalı inceleme yapılmak üzere bu daireye gönderilmek üzere C.Başsavcılığına verilmesine 24.11.1975 gününde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.