 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1975/1-241
K: 1975/245
T: 20.10.1975
765/m.448,450
Adam öldürmekten sanık R.Ç.nin yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne ilişkin (Akşehir Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 16612/1974 günlü hüküm katılan ve sanığın temyizleri üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesin'ce incelenerek, 3/4/1975 gün ve 776/1390 sayılı ilamıyla bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeyi kapsayan 18/6/1974 günlü son hüküm resen temyize tabi olup, Yargıtay'ca incelenmesi katılan ve C. Savcısı tarafından istenilmiş, katılan yönünden koşulu da yerine getirilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 24/9/1974 gün ve 1/2960 gün ve 1/2960 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : A.Ü.yü kasten öldürmekten sanık R.Ç. hakkında, TCK.nun 448, 59. maddeleri gereğince verilen mahkumiyet hükmünü, özel daire: Kız kardeşi H. ile evlilik ilişkilerinin kötü bir şekilde sonuçlanmasından ötürü maktule karşı kin beslemekte olan sanığın, maktulün olay günü Yunak ilçesine gideceğini öğrenerek bunu fırsat bilip arkalarından ilçe merkezine gelerek takip ettiği, hasmının avukat A.B.nin yazıhanesine girdiğini görünce, bu ortamı uygun bularak yanında taşıdığı tabancasıyla yazıhane içerisine müteaddit el ateş edip "al anasını avradını, sk. ettiğim, ırzla öyle oynanmaz, böyle oynanır." diyerek onu muhtelif yerlerinden yaralayıp taammüden öldürdüğünün, olayı gören tanıkları ve bunlardan bilhassa dava vekili A.Ş.nin şahadeti ile anlaşıldığını, bu duruma göre, sanığı TCK.nun 450/4. maddesi uyarınca cezalandırılmasının gerektiği düşüncesiyle bozmuştur. Mahkeme, sanığın gerek olayı takaddüm eden günlerde ve gerekse suçun işlendiği gün maktulü öldürmeyi tasarladığına ve bu suçu işlemek üzere kendisini takip ettiğine dair herhangi bir delil elde edilemediği gibi en ufak bir karineye dahi rastlanmadığını, maktul ve taraflarının olaydan birgün önce evinin camlarını kırmaları olayını C. Savcılığına şikayet etmek üzere ilçe merkezine gelen ve dairelerin açılmasına intirazen şehir içerisinde dolaşırken maktul ile karşılaşan sanığın tekevvüre kapılması sonucu hamil bulunduğu tabanca ile ateş ederek onu kasten öldürdüğünü ileri sürerek eski hükümde direnmiştir.
Sanığın safhalarda tespit olunan savunmaları, şahitler H.B., M.Y. ve H.Y.nin savunmayı doğrulayan şahadetleri ile evinin camlarının olaya takaddüm eden 17/2/1974 gününde kırıldığını tesbit eden tutanak münderecatı gibi delillerle, sanığın olay günü yanında annesi A. olduğu halde evinin camlarının kırılması olayını C. Savcılığına intikal ettirmek üzere sabahın erken saatlerinde ilçe merkezine geldiği, dairelerin açılmasına intizaren şehir içerisinde dolaşırken avukat yazıhanesinde oturmakta olan maktulü görünce cereyan eden olayların etkisi ile tehevvüre kapılarak hamil bulunduğu tabanca ile ateş ederek onu kasten öldürdüğü anlaşıldığından ve suçun işlenmesini müteakip yakalanarak C. Savcısı huzuruna çıkarıldığında, yukarıda zikredilen savunmayı yaparak C. Savcısının isteği üzerine köy bekçileri tarafından düzenlenen 17/2/1974 günlü evinin camlarının kırıldığına dair tutanağı kendisine tevdi etmiş olması ve suçun sabahleyin saat 8.00 de işlenmiş bulunması da sanığın ilçe merkezine şikayet etmek maksadıyla geldiğinin ve dairelerin açılmasına intizaren şehir içerisinde dolaştığı sırada tesadüfen gördüğü maktulü tehevvüre kapılarak öldürdüğüne dair savunmasının diğer bir delili olduğundan ve sanığın suçu işlemek üzere önceden verdiği bir kararla maktulü öldürdüğü hususunda herhangi bir delil elde edilemediğinden, tehevvüre kapılarak hasmını öldüren bir şahsın da kurşunlarını sıkarken bozma ilamında zikredilen sözleri söylemesi mümkün ve tabii bulunduğundan ve suçu işlerken bu sözleri sarfetmiş olması, taammüden varlığının kabulü için yeterli görülmediğinden C. Savcısının ve müdahilin aleyhine vaki temyiz itirazlarının reddiyle dosya münderecatına uygun bulunan direnme hükmünün onanmasına karar verilmesi gerekir.
Çoğunluk görüşüne karşı olan üyeler: Bozma ilamında yer alan düşünceye katılarak direnme hükmünün bozulmasına karar verilmesini istemişlerdir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle tebliğnamedeki isteme aykırı olarak direnme hükmünün ONANMASINA, depo parasının gelir kaydına 2.10.1975 gününde üçte ikiyi aşan oyçokluğu ile karar verildi.