 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1975/183
K: 1975/182
T: 07.07.1975
DAVA : Adam öldürmek suçundan sanık Ramazan Eren'in yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne, 1803 sayılı Af Yasası uygulandıktan sonra affın uygulanmasından önceki ceza esas alınarak 36 yılın 1/3 nün şartla salıverilmede hesap edilmesine dair Sinop Ağır Ceza Mahkemesinden verilen karara karşı C.Savcısının itirazının reddine ve şartla salıverilmenin Af Yasasının 1/D maddesi uyarınca müebbet ağır hapisten çevrilen 24 yılın 1/3 ü esas alınarak yapılmasına değinen Boyabat Ağır Ceza Mahkemesinin 24.5.1975 günlü kararının bozulması yolunda Adalet Bakanlığının yazılı emrine dayanan 19.6.1975 günlü ihbarname 1. Ceza Dairesinin 26.6.1975 günlü kararı ile reddedilmiş bulunduğundan, bu karara C.Başsavcılığı 3.7.1975 günlü ve itiraz 28 sayı ile yerinde bulunmadığından kaldırılması ve Boyabat Ağır Ceza Mahkemesince verilen 24.5.1975 günlü kararın bozulmasına karar verilmesi talebiyle dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Üç ayrı tarihte adam öldürmek suçlarından ötürü İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.12.1967 tarihinde kesinleşen 26.10.1967 gün ve 11/223 sayılı ilam ile TCK'nun 448 ve 780 sayılı Af Kanununun 1/C maddesi gereğince 19 sene, 20/12.1967 tarihinde kesinleşen 26.10.1967 gün ve 12/224 sayılı ilam ile TCK'nun 448 maddesi gereğince 24 sene, 31.1.1968 tarihinde kesinleşen 26.10.1967 tarih ve 38/225 sayılı ilamla TCK'nun 448. maddesi mucibince 24 sene ağır hapis cezalarına çarptırılan Ramazan Eren'in bu cezaları infaz sırasında istek üzerine aynı mahkemenin 18.7.1968 gün ve 209 Müt. sayılı kararı ile ve TCK'nun 71/2. maddesi gereğinci içtime ettirilerek müebbet ağır hapis cezasına tahvil edilmişken sonradan neşredilen 1803 sayılı Af Kanunu muvacehesinde yine aynı mahkeme 9.7.1974 gün ve 242 müteferrik sayı ile bu cezasınıda 24 yıl ağır hapse çevirmiştir.
Bu karara vaki itirazın Manisa Ağır Ceza Mahkemesinin 8.8.1974 gün ve 258 sayılı kararı ile reddedilmesi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi C.Başsavcılığının; (1803 sayılı Af Kanununun 1/C maddesi gereğince müstakilen 12 yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum edilenlerin hürriyeti bağlayıcı cezalarının 12 yılının affedildiği içtima hükümlerinin dikkate alınmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde kararın usule aykırılığı nedeniyle bozulması yolundaki Adalet Bakanlığının yazılı emrine dayanan, tebliğnamesini kabul ederek Usulün 343/son maddesi ile, bu kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Manisa Ağır Ceza Mahkemesi bu bozma üzerine 1.1.1974 tarih ve 322 sayı ile ve istek üzerine İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi de 31.12.1974 gün ve 320 müteferrik sayı ile; içtima hükümlerini çözüp her bir suç için verilen cezadan 1803 sayılı Af Kanununun 1/C maddesi ile 12 şer yılını indirerek sanığın yeniden cezasını içtima ile 31 yıl ağır hapse ve ancak İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin son kararı aleyhine Sinop C.Savcısının vaki itirazı üzerine Manisa Ağır Ceza Mahkemesi 16.1.1975 gün ve 15 sayı ile; 1803 sayılı Af Kanununun 6/3. maddesi hükmü karşısında içtima sonucu cezasının neticeten 24 yıl ağır hapse çevrilmesine karar vermiştir.
Bu cezanın infazı sırasında şartla salıverilmeye ilişkin isteği; Sinop Ağır Ceza Mahkemesi 24.4.1975 gün ve 59 sayılı kararla "meşruten tahliyeten istifade süresinin 12 yıl olduğu şu halde hükümlünün çekmesi gerekli 12 yıl sürenin henüz dolmadığı" gerekçesiyle, reddetmiş; bu sebeple karara karşı olan itiraz üzerine Boyabat Ağır Ceza Mahkemesi ise 24.5.1975 tarih ve 27 müteferrik sayı ile meşruten tahliye süresinin 1803 sayılı Af Kanununun 7/A maddesi açıklığına göre her bir cezanın aslı üzerinden hesaplandığı takdirde infazı gereken cezanın sekiz sene sekiz ay olduğu, bu sürenin ise 20.7.1975 gününde dolduğu bu süre ise henüz dolmadığından itirazın bu nedenle reddi gerektiğine karar vermiştir.
C.Başsavcılığının yazılı emre dayanarak bu kararın bozulması isteğini ise Yargıtay 1. Ceza Dairesi 26.6.1975 gün ve 1946/2623 sayılı kararı ile reddetmiştir.
C.Başsavcılığı yazılı itirazında özetle: 1 - 1803 sayılı Af Yasasının 1/D maddesi hükümleri TCK'nun ile diğer kanunlarda yazılı suçlardan dolayı ölüm cezasına ve müebbet ağır hapse mahkum edilenlerin cezalarını doldurmuş bulunmaktadır. 2 - Aynı Yasanın 6. maddesi hükümleri yukarda açıklanan ölüm ve müebbet ağır hapis cezaları dışında kalan muvakkat hürriyeti bağlayıcı cezalar hakkında uygulanır biçimde düzenlenmiştir. 3 - 1803 sayılı Yasanın 7. maddesinde uygulanmasında ve özellikle şartla salıverme durumunda içtimaen çözülmesi hali burada söz konusu edilmemiştir. Kaldı ki müebbet ağır hapis ve ölüm cezalarında içtima ile hüküm verilmiş olup olmaması ayrımına girilmeksizin Af Yasası hükümlerinden yararlanma süresinin doldurulmuş olan 24 yıl üzerinden hesaplanması emredici hüküm sayılmalıdır. Nitekim Yasanın gerekçesinde de bu husus metni açıklar biçimde aynen bu kanundan yararlanıp ölüm cezası 30 yıl ağır hapsi ve müebbet ağır hapis cezaları 24 yıl ağır hapse çevrilen hükümlerin şartla salıverilmeleri de mümkün hale getirilmiş ve bunların şartla salıverilmelerinde 30 yıl veya 24 yıl ağır hapis cezalarının kanun dairesinde 2/3 ü çektikleri halde meşruten tahliye edilmeleri öngörülmüştü denilmektedir.
Bu durumda Adalet Bakanlığının 11.6.1975 gün ve 22285 sayılı yazılı emrine dayanan 19.6.1975 tarih ve 456 sayılı ihbarnamenin reddine dair Yüksek 1. Ceza Dairesinin 26.6.1975 tarih ve 1946/2623 sayılı kararı yerinde bulunmadığından kaldırılarak Boyabat Ağır Ceza Mahkemesinin 24.5.1975 tarihli kararının bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
1 - Hükümlü Ramazan Eren'e adam öldürme suçundan ötürü her biri 24 yıl ağır hapsi müstelzim iki ayrı ceza ve yine bir üçüncü adam öldürme eyleminden 780 sayılı Af Kanununun 1/C maddesi de uygulanarak 19 yıl olmak üzere üçüncü bir ağır hapis cezası takdir edilmesine ve buna ilişkin kesinleşen hükümlerin infazı sırasında aynı mahkemece içtima yoluyla ve TCK'nun 71/2. maddesi açıklığı karşısında cezaların süre ve nev'ini gözönünde tutarak bu cezalar müebbet ağır hapse dönüştürülmesine, artık infaz edilen ilamın da bu olmasına, TCK'nun 13/son madde ve fıkrasının müebbet ağır hapsin 36 sene üzerinden hesap edilerek muvakkat ağır hapsin koşulları altında geçeceği ve 647 sayılı, Kanunun cezaların infazı hakkındaki Yasanın 19. maddesi de müebbet ağır hapsin 24 yılını çekenlerin şartla tahliyeden yararlanabileceklerini öngörmesine, 1803 sayılı Af Kanununun 1/D madde ve bendinin ise başlı başına ölüm ve müebbet ağır hapis cezalarının af uygulaması halinde nitelik ve sürelerini kesin olarak tesbit etmesine ancak meşruten tahliye söz konusu olunca 1803 sayılı Af Kanunun 7. maddesi ve özellikle madde gerekçesinin (.. muvakkat hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olup da, bu kanundan yararlanan ve ancak bakiye hürriyeti bağlayıcı cezaları bulunanların ise, şartla salıverilmelerinde, istifade edecekleri 1/3 müddetin, aftan sonraki mahkumiyet miktarları üzerinden değil de, afla indirim yapılmadan önceki ceza miktarı üzerinden hükme bağlanmıştır... yolundaki açıklıklarına ve C. Başsavcılık itirazında ileri sürülen diğer gerekçelere göre; TCK'nun 77/2, maddesi gözönünde tutularak şartla salıverilmedeki 1/3 sürenin; içtima çözülerek her bir suç için verilen cezanın 1/3 leri veya 1803 sayılı Af Kanunun 6/3 maddesi gereğince verilen 24 yıl veya af sonucu içtimaen 31 yıla balığ olan, ceza esas tutularak değil, Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin 24.4.1975 gün ve 59 müt. sayılı kararında olduğu gibi Af Kanunundan önce içtima hükümleri uygulanarak infaza verilen İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.7.1968 günlü kararında tesbit edilen müebbet ağır hapis esas tutularak, gerek TCK'nun 13/son ve gerekse 647 sayılı Kanunun 19. maddesine nazaran, 36 sene üzerinden hesaplanması gerekmektedir.
Her ne kadar (1803 sayılı Af Kanunun 6/1. madde ve fıkrası bu kanunun uygulanmasında içtima hükümleri dikkate alınmaz kuralını vazetmişse de aynı Kanun 7/A madde ve bendinde, şartla salıverilmede de içtima hükümlerinin dikkate alınmayacağı yolunda bir hükmü kapsamamaktadır. Esasen bir atıfet olan meşruten tahliyede böyle bir kaide getirilmemesi de tabiidir.)
Hal böyleyken Boyabat Ağır Ceza Mahkemesinin, Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin kararına vaki itiraz üzerine verdiği kararda şartla salıverilmede dışarda geçecek 1/3 süreyi içtima hükümlerini çözerek her bir suç için verilen cezanın asıl miktarı üzerinden hesaplamak suretiyle verdiği karar usule ve yasaya aykırı görülmüştür.
Bu itibarla C. Başsavcılık yazılı itirazı yerinde görüldüğünden kabulü ile özel dairenin tebliğnamenin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına ve Boyabat Ağır Ceza Mahkemesinin itiraz üzerine verdiği 24.5.1975 günlü 27 müt. sayılı kararının bozulmasına karar verilmelidir.
2 - Çoğunluğa karşı olan görüş ise; 1803 sayılı Af Kanununun 6/1. madde kapsamına göre bu kanun uygulamasında içtima hükümlerinin dikkate alınmayacağı yazılı bulunmasına, hükümlü için üç ayrı suçtan afdan önce üç ayrı cezanın ancak içtima halinde müebbet ağır hapse çevrildiğinin anlaşılmasına bu takdirde meşruten tahliyenin de her bir suç için verilen ceza miktarı üzerinden tesbiti gerekmesine göre özel dairece ittihaz edilen karar usule ve yasaya uygun bulunduğundan C. Başsavcılık yazılı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenle C.Başsavcılık yazılı itirazının kabulüne ve Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 26.6.1975 gün ve 1946/2623 sayılı kararının kaldırılmasına ve Boyabat Ağır Ceza Mahkemesinin 24.5.1975 gün ve 27 müt. sayılı ve infazı gereken cezanın sonuç olarak sekiz sene ağır hapis olduğuna ve meşruten tahliye süresinin 20.7.1975 tarihinde doldurduğuna dair kararının bozulmasına 7.7.1975 gününde üçte iki çoğunlukla karar verildi.