 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
E: 1975/1
K: 1975/5
T: 20.02.1975
DAVA : Devletin emniyeti, dahili ve beynelmilel siyasi menfaatları icabından olarak gizli kalması lazım gelen malumatı Askeri casusluk maksadı ile istihsal etmekten sanık Nicolaus Barbacikis'in yapılan yargılaması sonunda; suçunun sübutu ve hakkında takdiri azaltıcı sebebin kabulü ile Askeri Ceza Kanununun 56/1 - D maddesi delaletiyle TCK.nun 133/1, 59., 173/3 maddeleri gereğince oniki sene altı ay ağır hapsine, ve dört sene iki ay müddetle Konya ilinde ikametle genel güvenlik gözetimi altında bulundurulmasına ve hakkında 31, 33. maddelerin uygulanmasına dair (İstanbul Devlet Güvenlik) Mahkemesi'nden verilen 29.11.1974 gün ve 1974/14 esas, 15 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi C. Savcı ile duruşmalı olarak tetkiki sanık tarafından istenilmiş ve şartını depo parası ile yerine getirmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda aşağıdaki karar tesbit edildi :
KARAR : 1 - Vatana ihanet suçlarının ilk ve bariz vasfının; bir vatandaş tarafından işlenmiş bulunması olduğu gözetilmeden Yunan uyruklu olan sanık hakkında Askeri Ceza Kanununun 56/1 - D maddesinin uygulanması, ceza tayininde sonuca etkili olmadığından bozma sebebi sayılmamıştır.
2 - Sanığın safahattaki savunmaları, tanıkların beyanları, bilirkişi raporu ve diğer deliller karar yerinde incelenip, sanık Nicalaus Barbacikis'in devletin emniyeti, dahili ve beynelmilel siyasi menfaatleri icabından olarak gizli kalması lazım gelen (Yunanistan hududundaki askeri birliklerimizin karakol, devriye, subay, erat mevcudu ile techizatları gibi) malumatı siyasi ve askeri casusluk maksadı ile istihsal eylemek suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, sonradan değişen ve inkara yönelen savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, T.C. Anayasanın 151. 44 sayılı Anayasa Mahkemenin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanunun 27.maddesi hükümleri ve 21.1.1975 gün ve 15125 sayılı resmi gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemenin 28.11.1974 gün 34/50 sayılı kararında da açıklanan içtihatları karşısında, mahkemin Anayasaya aykırılığı ileri sürülen kuralı, o davada uygulama durumunda bulunması gerekip, 1803 sayılı kanunun 5. maddesinin E bendi davaya bakmakta bulunan mahkemece uygulanması gereken bir kural olmadığı gibi hüküm kesinleştikten sonra ve infaz sırasında Bakanlar Kurulunca nazara alınması gereken bir kural niteliğinde görülmüş olduğundan, sanığın ve duruşmalı inceleme sırasında vekilinin, sübuta, yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğine, vasfa 1803 sayılı Kanunun 5/E ve 2/A maddelerinin Anayasaya aykırı olduğundan bahisle bu hususlarda Anayasa Mahkemesine başvurulmasını isteyen itirazları ile C. Savcısının 1803 sayılı yasanın 5.maddesinin (E) bendi için Anayasa Mahkemesine iptal davası açılmasına dair isteğinin mahkemece reddine ilişen temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3 - Ancak ;
Sanık hakkında evvelce tesis edilen 27.9.1973 gün ve 43/476 sayılı kararda mahkeme masrafına hükmolunmadığı ve mezkur kararın sanığın temyizi sebebiyle bozulduğu ve durumda lehine kazanılmış hakkın meydana geldiği gözetilmeden 2000 lira avukat, 150 lira tanık ve 400 lira bilirkişi ücretlerinin de sanıktan tahsiline karar verilmesi,
SONUÇ : Kanuna aykırı ve temyiz itirazları bu bakımdan yerinde isede bu husus yeniden duruşma yapmayı gerektirmediğinden ve düzeltilmesi mümkün olduğundan CMUK.nun 322 nci maddesi uyarınca yargılama gideri 87 liraya indirilmek suretiyle kararın tebliğnamedeki düşünce gibi düzeltilerek ONANMASINA depo parasının sanığa geri verilmesine 20.2.1975 gününde oybirliğiyle karar verilerek C. Başsavcı Yardımcısı S.T.'nin huzurunda ve sanık vekili Avukat A.A.'nın yüzüne karşı usulen ve açık olarak tefhim edildi.