 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 1975/7193
K: 1976/5288
T: 18.06.1976
DAVA : Durmuş vekili avukat H. Kozakçıoğlu ile Kasım vesaire vekili avukat Y. Öktem aralarındaki tapu iptali tescil davasının yapılan yargılama sonunda: Subuta ermeyen davanın reddine dair Kırkağaç Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 10.6.1975 gün ve 107/119 sayılı hükmün, duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davacı Durmuş Karakartal vekili avukat H. Kozakçı oğlu tarafından istenilmiştir. Dosya incelerek işin duruşmaya tabii olduğu anlaşılmış ve duruşma için 1.6.1976 Salıgünü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden davacı D. Karakartal vekili avukat H. Kozakçıoğlu geldi. Karşı taraftan tebligata rağmen kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunan sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Dosyanın kapsamına göre dava konusu taşınmazın davalı Kasım adına tesciline 21.11.1967 tarihinde karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Kasım taşınmazı işbu karara müsteniden kendi adına tescil ettirmeden 11.11.1970 tarihinde harici senedle rahim karısı N. Şanlı'ya satmış ve lehine tescil kararı almış olduğunu müşteriye de bildirmiştir. Bundan bir müddet sonra 20.1.1971 gününde, 21.11.1967 tarihli karara müsteniden taşınmazı tapuda kendi adına tescil ettirmiştir. Bu tescil tarihinden sonra 5.8.1971 gününde, dava konusu taşınmazı tapuca usulü veçhile davalı Ş. Ali'ye satmıştır. Sözü geçen N. Şanlı'da taşınmazın tapuya tescilinden ve hatta Ş. Ali'ye satışından sonra 23.2.1972 tarihinde haricen davacı D. A. Karakartal'a satmış ve teslim etmiştir. Bu duruma göre taşınmaz tapuya tescil olunmadan Nadile'ye satılıp zilyedliğe devredilmiş, bundan sonra Kasım adına tescil olunmuş ve tescili müeakip nadile haricen davacıya devretmiştir. Taşınmazın Kasım adına tesciline 21.11.1967 de karar verilmiş ve kesinleşmiş isede tapuya tescil edilmediğinden ve bu nedenle taşınmaz tapuda kayıtlı sayılamayacağından 11.11.1970 tarihinde Nadile'ye haricen satışı geçerlidir.
Medeni Kanunun 633. maddesi karşısında bu satışın neden geçerli kabul edildiğini biraz açıklamak yerinde olur. M.K. nun 633. maddesinde mahkeme ilamile bir gayrimenkulu iktisap eden kimsenin tescilden evvel dahi ona malik olacağı fakat tescil merasimi ikmal edilmedikçe temliki tasarrufta bulunamıyacağı hükme bağlanmıştır. Medde metnindeki bu açıklığa göre, üzerinde temliki tasarrufta bulunulamıyacak gayrimenkul, mahkeme ilamile iktisap edilen gayrimenkuldur. Dava konusu taşınmaza ise satıcı Kasımın, tescil ilamından önce zilyetlik veya başka suretle iktisap etmiş olduğu bir taşınmazdır. Tescil ilamı taşınmazı Kasım'a kazandırmış inşai mahiyette bir ilam değil, Kasımın tescilden önce kazanmış olduğu ve malik bulunduğu taşınmazın onun adına tapu kütüğüne kaydedilmesini sağlıyan saptayıcı nitelikte bir ilamdır. Kasım bu taşınmazı ilamdan önce tapusuz olarak satabilirdi ve bu satışın geçerli oluşundan kimse şüphe edemezdi. O halde kendisinin ilam alışı daha önce mevcut olan satış hakkını ortadan kaldıramaz. bu sebeple Kasımın ilamdan sonra, fakat tescilden önce taşınmazı satışı geçerlidir ve taşınmaz tapu ile değil, tapusuz olarak satılmıştır. Satış tarihinde tapusuz taşınmaz hükmündedir. 11.11.1970 gününde tapusuz olarak satılmıştır. Satış tarihinde tapusuz taşınmaz hükmendedir. 11.11.1970 gününde tapusuz taşınmaz olarak satılmakla Kasımın mülki olmaktan çıkınca bundan sonra Kasımın eski 1967 tarihli ilama müsteniden 20.1.1971 de taşınmazı kendi adına tescil ettirmesi kendisine bir şey kazandırmaz; zira tapu işlemi hukuki dayanaktan yoksundur. Nadilenin dava konusu taşınmazı 23.2.1972 tarihinde davacı D.A. Karakartal'a satışının hukuki değerine gelince: taşınmaz tapusuz iken mülkiyeti Kasımın bu taşınmazı haklı sebep olmaksızın ve Dadile'nin iradesi inzimama etmeksizin kendi adına tescil ettirmesi Nadile'nin mülkiyet hakkının kullanılmasına engel olamıyacağına göre Nadile'nin satışı da geçersizdir. Bu taşınmaz dolayısıyla Nadile'nin kullanabileceği dava hakkı halefiyet yolu ile alıcı D. karakartal'a geçer. Ancak davalılardan Ş. Ali tapu kaydına bakarak 5.8.1971 tarihinde tapuca yapılan resmi işlemle taşınmazı satın almıştır. Medeni Kanununun 931. maddesinden faydalanma imkanı vardır. İşin bu yönden tahkiki ve şahitlerden adı geçen Ş. Ali'nin kötü niyetli olup olmadığının sorulması varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken taşınmazın davacıya haricen satışı sırasında tapuda başkası adına kaytılı bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı ve davacının temyizi bu nedenle yerinde görlüdüğünden kabulü ile hükkmün BOZULMASINA 18.6.1976 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.