 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 1975/6210
K: 1976/2497
T: 29.03.1976
DAVA : Emin ile Ahmet aralarındaki men'i müdahale davasının yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair Selendi, Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 25.6.1975 gün ve 146/82 sayılı hükmün, süresinde Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davada zilyetliğe dayanılmaktadır. Tarafların arasında daha önce cereyan eden dava Emin kızı H. Başağı ait hisse üzerinde uyuşmazlık yaratılmamış ve tesis olunan hükmümde, bu yönde, tarafları bağlayıcı bir durum ortaya çıkmamıştır. Mirasçılar arasında zilyedlik ve zamanaşımı ile iktisap olanağı bulunmamaktadır. Taşınmazın öncesinin Emin'e ait olduğu belirendiğine, Emin kızı H. Başağın kendisine ait hisseyi davacıya sattığı ve zilyedliğini devrettiği mübrez 15.11.1973 tarihli senette açıklandığına göre bu yön gözönünde tutulmak sureti ile deliler o dairede takdir ve sonucu çevresinde bir hüküm tesis olunmak gerekirken bundan zuhul ve aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ve temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 1500 kuruş peşin harcın istek halinde iadesine 29.3.1976 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacının zilyedliğin devredildiğine ilişkin senedi taşınmazı elinde bulunduran davalı Ahmet' i bağlamaz.Çünkü davacı ile satıcısına göre davalı üçüncü kişi durumundadır.
H.U.M.K. nun 299/1. maddesi hükmüne göre zilyetliğin davacıya devir olunduğunun ayrıca ıspatlanması gerekir. Bu hususta senedin yeterli görüldüğüne dair çoğunluk görüşüne katılmıyorum. Davacı, senet dışında zilyedliği devir aldığını ispatlayamadığına göre, davanın reddine ilişkin mahkeme hükmü yasaya uygun olur. Bu bakımdan onanması gerekir. O nedenle bozma doğrultusundaki çoğunluk görüşüne karşıyım.