 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E:1975/2227
K:1975/4611
T:14.07.1975
- KADASTRO VE TAPU TAHRİRİ YASASI
- TASARRUF TETKİKLERİ
- ANAYASA MAHKEMESİ İPTAL KARARI
* ÖZET:2613 sayılı yasanın 22. maddesi H fıkrasının yalnız tapulu taşınmazlar yönünden iptaline Anayasa Mahkemesince karar verilmiştir. Uyuşmazlık konusu taşınmazın öncesinin tapuda kaydı olmadığına göre anılan madde hükmünün gözönünde tutulması ve on sene içerisinde hükmen hak kazananı çıkmadığı taktirde tahdidin o dairede kesinleşip, bunun aksinin dinlenemiyeceği yönünün nazara alınması gerekir.
(2613 s. Kadastro ve Tapu Tahriri K. m. 22/H)
(10.2.1970 tarih ve 1969/60 E. 1970/8 Sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı)
M. Z. B., H. S. B. vekilleri avukat S. A. ile İstanbul Belediyesi adına avukat A. K. E. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda: Dava konusu yerin Belediye adına olan kaydının iptalile veraset belgesinde belirtildiği üzere 4 pay itibarile 1 payının davacı H. S. B. ve 3 payının da diğer davacı M. Z. B. adına tashihan tapuya tesciline dair Üsküdar Asliye 1. Hukuk Hakimliğinden verilen 16/12/1974 gün ve 119/638 sayılı hükmün süresinde Yargıtayca incelenmesi İstanbul Belediyesi avukatı tarafından istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü.
Davada; Kadatsroca, Hazine namına tahdit ve tescil olunup mahsus kanun uyarınca Belediyeye devredilen taşınmazın irsen intikal eden zilyedliğe istinatla tapu kaydının iptali ve taşınmazın adlarına tescili talep edilmiştir. Davacı taraf irsen intikal eden zilyedliğe dayanmaktadır. Kadastro beyannamesine göre nizalı taşınmaz 1951 yılında tahdit olunmuş ve komisyonca 1953 yılında tahdit veçhile tescile karar verilmiştir. Kadastro postası ve bilirkişiler mütalaası ile kadastro komisyon kararına nazaran taşınmazın maliki bilinemediği için 2613 sayılı kanunun 22. maddesinin H fıkrası uyarınca işlem yapılmıştır. Anılan kanunun 22. maddesinin H 483 fıkrasının iptaline taalluk eden Anayasa Mahkemesi kararı tapuda kayıtlı taşınmazlara taalluk etmektedir. Nizlı taşınmazın öncesinin tapuda kaydı olmadığına göre anılan madde hükmünün gözönünde tutulması ve on sene içerisinde hükmen müstahiki çıkmadığı takdirde tahdidin o dairede kesinleşip hilafının dinlenemiyeceği yönünün nazara alınması gerekir. Taşınmazın 9.9.1960 tarihinden önce tapu kütüğüne tescil olunduğu ve bu tarih de davalı Belediye uhdesine intikal ettiği tapu sicil muhafızlığının karşılık yazılarında açıklanmıştır. Dava 1.12.1972 tarihinde açılmıştır. Bu durumda kanunda öngörülen şart tahakkuk etmiştir. Bu husus resen nazara alınmak ve davanın bu bakımdan reddi cihetine gidilmek gerekirken bundan zuhul edilmesi isabetsiz ve davalı Belediyenin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA) ve 74250 kuruş peşin harcın istek halinde iadesine 14/7/1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.