 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
E: 1975/6530
K: 1975/5965
T: 29.09.1975
DAVA : İstanbul'da Eylem yayınları tarafından yayımlanan R. Alia tarafından yazılmış olup, H.Toprak tarafından dilimize çevrilen Mücadele ve Zafer Bayrağı Leninizm adlı broşürde komünistlik propagandası yapıldığından, CMUK. nun 86. maddesi uyarınca toplatılmasına ilişkin talebin ; Broşürde suç mahiyetinin mevcut olduğunun teyid eder bir bilirkişi tetkikatı yaptırılmadığında bahisle reddine dair İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nden verilen 29.8.1975 tarihli karar C.Savcılığınca vukubulan itirazın reddine ilişkin İstanbul 11. Asliye Ceza Hakimliği'nce ittihaz olunan 29.8.1975 günlü kararın Anılan büroşürün 7. sahifesinde; Bununla birlikte Leninin eserlerinde emperyalizm, sınıf mücadelesi ve proletarya devrimi, Devlet ve proletarya diktatörlüğü proletarya önderliği ve işçi sınıfı partisi üzerine Leninist öğretiler eşsiz ve evrensel bir önem taşımaktadır. Marksizmin bu temel meseleleri birbirine sıkı sıkıya bağlıdır ve birbiriyle kaynaşmıştır. Bu meseleler hakkındaki Leninist fikirler zamanımızda yakıcı birer gerçektirler. İşçi sınıfının ve öncüsünün çeşitli ülkelerde emperyalist savaşa karşı tavrına açıkça tesbit etme, burjuvaziyi yıkmak ve proleter devrimini zafere ulaştırmak için, proletaryanın strateji ve taktiğini hazırlama görevini yükledi. 12. sahifede; Bu şartlarda barışçı yoldan hiçbir şekilde bahsedilemez. Tam tersine şiddet yoluyla devrim ve burjuva devlet cihazının tamamen parçalanması, her zamankinden daha asil ve mutlak bir zorunluk olarak ortaya çıkmaktadır. Emekçilerin ve devrimcilerin önüne tek seçenek vardır. İktidarı hiç bir zaman kendi istekleri ile bırakmamış ve bırakmıyacak olan sömürücü sınıfların şiddetine devrimci şiddetle karşı koymak; bu burjuva diktatörlüğü yerine, proletarya diktatörlüğünü kurmanın tek yoludur 14. sahifede; Marksist - Leninist parti tarafından temsil edilen proleter siyasetin kılavuz edinmeyen ve hak kitlelerinde dayanmayan silahlı mücadele hiç bir zaman tutarlı devrimci mücadele olamaz. Proletarya hiçbir zaman engellerden ve güçlülerden korkmamış ve hiçbir zaman burjuvaziyi devirmekten ve kendi diktatörlüğünü kurmaktan vazgeçmemiştir. Devrim davasının sonuna kadar götürmedeki kararlılığının kaynağını, Kominist toplumu kurmak için tek yol ve tek araç olduğu inancından almaktadır. Çağımızda bu inancın temeli devrimin ve leninizmin zaferinin kaçınılmaz olduğu hakkındaki gerçek bir iyimserliktir. 21. sahifede; (... Proteryanın devrimci partisi, bir yandan mevcut şartlar içinde bütün Legal imkanlarının kullanılmasını ihmal etmemeli, öte yandan illegal örgütlenmeye ve temel faaliyetlere öncelik vermelidir. Lenin ancak Legal çalışmayı illegal devrimci çalışmayla doğru bir şekilde birleştirebilen, şiddet yolu ile devrim yapmayı ve proleterya diktatörlüğnü savunan bir işçi sınıfı partisinin bu işine layık olduğunu belirtiyordu.) 27. sahifede : (Sosyalizme geçişin evrensel yolunun şiddetle gerçekleşen bir ihtilal olduğunu ve bu ihtilalin başarıya ulaşması için, Leninist tipte bir komisit partisinin yönetiminde halkın devrimci güçlerini geniş cephesinde birleşmiş siyasi bir ordunun gerçekleştirilmesinin silahlı güçlerin yaratılmasının, Köhne mekanizmasının tamamen parçalanmasının ve her şeyden önce kendi gücüne dayanan yeni halk iktidarının kurulmasının zorunluluğunu doğrulamıştır.) 30. sahifede; (İşçi sınıfı ve emekçi sınıflar kendilerine düşen görevi gerçekten yerinde getirilebilmeleri için bu tarihi görevin bilincinde olacak şekilde aralıksız eğitilmeli ve yetirştirilmelidir... İdeolojik alanda devrimin tam zaferi sağlanmadan başkaca hiç bir alanda zafer kesin değildir.) ve 31. sahifede; Lenin ve eseri ölümsüzdür, yaşasın yüce lenin yasasın yüce leninizm cümlelerinin nizamı devirerek proleterya diktatörlüğünü kurmak maksadıyla komünistlik propagandası niteliğinde olduğu bu suretle de fiilin TCK.nun 142. maddesine temas eylediği, bilirkişi incelemesine lüzum kalmayacak bir biçimde açık ve belirgin olduğu gözetilmeden; bilirkişi incelemesi yaptırılmadığından bahisle toplatma talebinin reddine karara karşı vukubulan itirazın kabulü yerine reddine isabet görülmemiştir. CMUK.nun 343. maddesi gereğince mezkür kararın bozulması Yüksek Adalet Bakanlığının 18.9.1975 gün ve 32838 sayılı yazılı emerine atfen C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye ihbar ve dava evrakı birlikte tevdi kılınmakla incelendi :
Yazılı emre dayanan tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden CMUK.nun 343/son maddesi gereğince İstanbul 11.Asliye Ceza Hakimliğinin 29.8.1975 gününde verilen kararın BOZULMASINA, 29.9.1975 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
C.M.U.K. nun 343 ncü maddesine göre yazılı emir yoluna gidilebilmesi için hakim tarafından ve mahkemelerden verilen Temyiz Mahkemesince tetkik edilmeksizin kat'ileşen karar ve hükümlerde C.M.U.K.nun 307/2 ve 308 nci maddesinde yazılı şekilde kanuna muhalefet edilmiş olması gerekmektedir.
Yazılı emre konu kararın gerekçesi yerinde değilse de kararın taktire dayanması ve niteliği itibariyle incelenmesi mümkün değildir.
C.M.U.K.nun 343/son fıkrada söz konusu edilen davanın esasını halletmeyen mahkeme kararları ile kanunun teminat olarak hakim takdirine bıraktığı, tevkif, tahliye, arama, toplama zabıt müsadere ve benzerleri gibi kararlar yekdiğerinden farklı olduğundan yazılı emir yoluyla bozulamaz ve yazılı emir konusu yapılamaz.
Bu nedenlerle yazılı emre dayanan tebliğnamedeki düşüncenin kabulüne varan çoğunluk görüşüne karşıyım.