 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
E: 1975/6525
K: 1975/5960
T: 13.10.1975
DAVA : İstanbul münteşir Ürün adlı aylık sosyalist derginin Ağustos 1975 tarihli ve 14 sayılı nüshasının 3 - 4. sahifelerinde "Ürün" imzasıyla yayınlanan yazının, TCK.nun 142/1-4 maddesine aykırı suç niteliğinde görülerek İstanbul C.Savcılığının toplatma talebinin evrak arasında alınmış bir bilirkişi raporu mevcut olmadığından evvelemirde bu hususun yerine getirilmesi bakımından şimdilik reddine... dair İstanbul 4. Sulh Ceza Mahkemesi'nden verilen 19.8.1975 tarihli karara karşı vuku bulan itirazın keza reddine ilişkin İstanbul 7. Asliye Ceza Hakimliğince ittihaz olunan 20.8.1975 günlü kararın CMUK.nun 1696 sayılı kanunla değişik 66. maddesine göre; bilirkişinin tayini ve adedinin tesbiti hakime attir. Hacısıda bu yetkiye haizdir. Ancak, şu ciheti hemen belirtmek gerekir ki; incelendiği davanın en önde esas bilirkişi, hakim veya kültürü ve mütesebatı ile önüne gelen bir koşulu çözümlemek yeteneğine sahip bulunduğu ve ihtisasa da taallük eylemin ahvalde bilirkişinin mütalaasına başvurmasını kanunen bir gerek bulunmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar ittihazında isabet görülmediğinden dolayı CMUK.NUN 343. maddesi gereğince mezkür kararın bozulması Yüksek Adalet Bakanlığının 23.9.1975 gün ve 33218 sayılı emre atfen C.Savcılığından tebliğname daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdi kılınmakla incelendi :
SONUÇ : Yazılı emre dayanan tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden CMUK.nun 343/son maddesi uyarınca İstanbul 7. Asliye Ceza Hakimliğince 20.8.1975 gününde verilen 1975/103 müt.k.nolu kararın BOZULMASINA, 13.10.1975 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
CMUK.nun 343 ncü maddesine göre yazılı emir yoluna gidilebilmesi için hakim tarafından ve mahkemelerden verilen temyiz mahkemesince tetkik edilebilmesinin kat'ileşen karar ve hükümlerde CMUK.nun 307/2 ve 300. maddesinde yazılı şekilde kanunun muhalefet edilmiş olması gerekmektedir.
Yazılı emre konu kararın gerekçesi yerinde değilse de, kararın takdire dayanması ve niteliği itibariyle, incelenmesi mümkün değildir.
CMUK.nun 343/son fıkrada söz konusu edilen davanın esasını halletmeyen mahkeme kararları ile kanunun teminat olarak hakim takdirine bıraktığı, tevkif, tahliye, arama, toplama, zabıt müsadere ve benzerleri gibi kararlar yekdiğerinden, farklı olduğundan yazılı emir yoluyla bozulamaz ve yazılı emir konusu yapılamaz.
Bu nedenlerle yazılı emre dayanan tebliğnamedeki düşüncenin kabulüne varan çoğunluk görüşüne karşıyız.