 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1975/6827
K: 1976/8647
T: 03.06.1976
- NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ
- TAPULAMA MAHKEMESİNİN GÖREVİ
ÖZET: Davacı nüfus kaydındaki ölüm tarihinin doğru olmadığını ileri sürdü güne göre, kayıt düzeltme davalarının Tapulama Mahkemeleri dışında ayrı bir yöntem altında Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülebileceği gözönünde tutularak, davacıya kayıt sahibinin ölüm tarihinin düzeltilmesi yolunda dava açma için yetki ve önel verilmek gerekir.
(1587 s. Nüfus K m. 46)
Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu. Tetkik Hakiminin açıklaması dinlendi. Gereği görüşüldü:
Tapulama sırasında 1086 parsel sayılı 14.750 metrekare miktarındaki taşınmaz mal kazandırıcı zaman aşımına ulaşan zilyedliğe istinatla (Y) adına tesbit edilmiştir. İş bu tesbite karşı davalı (H) tarafından yapılan itiraz tapulama komisyonunca kabul edilmiştir. Davacı (Y) kazandırıcı zamanaşımına ulaşan zilyedliğe dayanarak ve davalının dayandığı tapu kaydının hukuki değerini kaybettiğini ileri sürerek süresinde iş bu davayı açmıştır. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı ölü (Y) mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı taraf tapu kaydına dayanmıştır. Dayanılan tapu kaydının nizalı parseli kapsadığı mahkemece yerinde yapılan uygulama, bilirkişi mütalaaları ve uzman bilirkişinin krokisi ile saptanmıştır. Esasen bu yön halen taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Davalının dayandığı tapu kaydı Teşrinievvel 1329 tarih ve 112 sıra numaralıdır. Kayıt maliki (A) nın 1.7.1947 tarihinde öldüğü nüfus kaydı ile sabittir. Kayıt malikinin ölüm tarihi ile tapulama tesbit tarihi arasında 20 yıllık süre geçmediğinden, davacı tarafın kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap koşullarından yararlanması olanağı yoktur. Ancak, davacı tapu malikinin 1947 yılında değil 1941 yılında öldüğünü ileri sürmüş ve bu yönü ayrıca temyiz nedeni olarak tekrarlamıştır. Medeni Kanunun 7. maddesine göre, resmi sicillerin doğru olmadığı sabit oluncaya kadar münderecatına değer verilmek gerekir. Davacı nüfus kaydındaki ölüm tarihinin doğru olmadığını ileri sürdüğüne göre 1587 sayılı Nüfus Kanununun 46. maddesine göre, kayıt düzeltme davalarının tapulama mahkemeleri dışında ayrı bir yöntem altında Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülebileceği gözönünde tutularak, davacıya kayıt malikinin ölüm tarihinin düzeltilmesi yolunda dava açmak için yetki ve mehil verilmek ve bu süre içinde adı geçen tarafından dava açıldığı takdirde, bu davanın bekletici bir sorun Olduğu kabul edilerek, sonucunun beklenmesi gerekir iken, bu yönler gözönünde tutulmaksızın tapulama mahkemesinde dinlenen tanık beyanlarına değer verilerek ve ölüm kaydı ile ilgili gerekli araştırma ve inceleme yapılmasına olanak tanınmadan, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ve davacının temyiz itirazı bu itibarla yerinde olduğundan kabulü ile 1241 hükmün (BOZULMASINA) ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 73. maddesi uyarınca harç alınmasına mahal olmadığına 3.6.1976 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.