Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E:1975/4489
K:1975/5042
T:30.09.1975
  • DEVLETE AİT TAŞINMAZ MALLARIN TESCİLİ İDARESİ
ÖZET : 1 - Devlete ait bütün mallar Muhasebei Umumiye Yasasına bağlıdır ve bu mallar Tapu idaresince hazine adına tescil ve Maliye Bakanlığı tarafından idare olunur.. Malikhanesinde hazineye izafetle Tekel İdaresi yazılı tapu kaydının adı geçen daireye o taşınmaz üzerinde sadece intifa hakkı tanınması nedeniyle tesis edildiği, bundan ileri bir hakkın söz konusu olamıyacağı kabul edilmelidir. Bu sebeple (Hazineye izafetle Tekel İdaresi) adına tescili suretiyle hüküm kurulması doğru değildir. (Hazine adına tescili, intifa hakkının Tekel İdaresine ait olduğu ibaresi yazılmalıdır.
2- Metruk tuz gölü olduğu mahkemece saptanan parseller, Tuz Yasasının 3. maddesi gereğince Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bu taşınmaz malların kazandırıcı zaman aşımı ile iktisabı mümkün değildir. Hükümde (Tekel İdaresi adına) tescili isabetsiz olup, (Hazine adına tesciline) karar verilmelidir.
3- Davacıların dayandıkları tapu kaydının Sınırları değişebilir ve genişletilmeğe elverişli olduğuna göre, miktar fazlası üzerinde kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap koşullarının davacılar yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekir. Ancak, aynı parseller 1935 yılında Tapu Komisyonu kararıyla hazine adına tesis edilen tapu kaydı kapsamında da kaldığından bu tarihten sonra kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap olunamayacağı dikkate alınmalıdır. Bu nedenle davacıların 1935 yılından evvel ve bu tarihe kadar iktisap koşullarının, yararlarına gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmadan hüküm kurulması doğru değildir.
(1050 s. MUK m. 1, 23)
(3078 s. Tuz K. m. 3)
(766 s. Tapulama K. m. 33/son, d.)
(1617 s. TTRef. Ön. Ted. K. m. 20)
Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi Maliye Hazinesi, Ö. ve M. B. taraflarından istenilmekle duruşma için tayin olunan 30.9.1975 salı günü belli saatte temyiz eden Maliye Hazinesi vekili Avukat H. U. ile Ö. ve M. B. vekili Avukat t. T. E. geldiler. Diğerlerine tebligat var gelmediler. Gelenlerin huzurlarıyla duruşmaya başlandı. Temyiz dilekçelerinin müddeti içinde verildiği görüldü. Hazır bulunan tarafların şifahi izahatı dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirilerek iş müzakere ile karar ittihazına bırakıldı. Bu kerre dosyadaki bütün kağıtlar okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşüldü:
Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle; araştırma, soruşturma, uygulama ve incelemenin yetersiz olduğu belirtilmiş ve açıklanan esaslar dairesinde tahkikat yapılarak delillerin hep birlikte takdir edilip sonucuna göre bir karar verilmesi lüzumuna işaret olunmuştur. Mahkemece 380 parselin hazineye izafetle Tekel İdaresine, 381 parselin Tuzla İdaresi, 384 ve 388 sayılı parsellerin Ö. B. ve paydaşları adına tescili suretiyle tesis olunan hüküm davacı hazine vekili ile davalı Ö. ve M. B. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Nizalı 380 sayılı parselin hazinenin dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığı ve davalı tarafın dayandıkları tapu kaydının kadim ve sahih bulunduğu mahkemece toplanan ve takdir olunan delillerle tesbit edilmiştir. Bu itibarla mahkemece hazinenin dayandığı tapu kaydına değer verilmek suretiyle tesis olunan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı tarafın bu parsele ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Hazinenin dayandığı Nisan 1935 tarih 25 sayılı tapu kaydının malikhanesinde hazineye izafetle Tekel İdaresi yazılı bulunmaktadır. İcra organı olan hükümet devletin bir kuruluşudur. Devlete ait bilumum emvalin 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanununa bağlı olacağı, bu kanunun 1. maddesinde belirtilmiş ve kanunun 23. maddesinde de devlete ait tüm taşınmaz malların Tapu İdaresince hazine adına tescil ve Maliye Bakanlığı tarafından idare olunması öngörülmüştür. Bu durumda hazineye izafetle Tekel İdaresi adına dair olan tapu kaydının sözü edilen idareye o taşınmaz üzerinde sadece intifa hakkı tanınması nedeniyle tesis edildiği, bundan ileri bir hakkın söz konusu olamıyacağı kabul edilmelidir. Aksi biçimdeki düşünüş yukarıda işaret olunan Muhasebei Umumiye Kanunu hükmüne ve genel kurallara aykırıdır. Bu bakımdan 380 sayılı parselin hazine adına tescili, intifa hakkının Tekel İdaresi adına tescili suretiyle hüküm tesisi gerekirken (Hazineye izafetle Tekel İdaresi adına) tescili suretiyle hüküm tesisi isabetsiz, hazinenin bu noktaya ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Ancak, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasının (1) numaralı bendindeki bu parsele matuf olarak (Hazineye izafetle Tekel İdaresi) ibareleri çıkarılarak yerine (380 sayılı parselin hazine adına tescili, intifa hakkının Tekel İdaresine ait olduğu) ibarelerinin konulması suretiyle hükmün bu şekilde düzeltilmesi gerekir.
3- Nizalı 381 parselin metruk tuz gölü olduğu mahkemece toplanan ve takdir edilen delillerle tesbit olunmuştur. 3078 sayılı Tuz Kanununun 3. maddesinde, Türkiye dahilinde bilinen veya yeniden keşfedilecek olan bilumum göl, kaya ve deniz tuzları ile akar veya kaynar veyahut kuyu halindeki tuzlu suların tasarruf unun münhassıran devlet'e ait olduğu öngörülmüştür. Başka bir deyimle bunlar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Sonradan yürürlüğe giren 1617 Sayılı Kanunun 20. maddesiyle değiştirilen ve EK maddesiyle geriye doğru yürütülen 766 sayılı Tapulama Kanununun 33. maddesinin son fıkrası uyarınca devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların kazandırıcı zaman aşımı ile iktisabı mümkün değildir. Bu itibarla mahkemece bu yasa hükmü de gözönünde tutularak bu parsele ilişkin tesis olunan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, hüküm yerinde parselin Tekel İdaresi adına tesciline hükmolunması isabetsiz isede, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 1. bendindeki bu parsele matuf olarak (Tekel İdaresi adına) ibaresi çıkarılarak yerine (hazine adına tesciline) ibarelerinin konulması suretiyle hükmün düzeltilmesi gerekir.
4- Dava konusu 384 ve 388 sayılı parsellere uygulanan davacıların dayandıkları tapu kaydının sınırları değişebilir ve genişletilmeğe elverişlidir. Bu durumda miktar fazlası üzerinde kazandırıcı zaman aşımı ile iktisap koşullarının davacılar yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekir. Ancak, aynı parseller Tapu Komisyonu kararıyla tesis edilen 1935 tarih 25 numaralı hazineye ait tapu kaydı kapsamında da kalmaktadır. Bu parsellerin 1935 yılında hazine namına tesis edilen tapu kaydı kapsamında kaldığı gözönünde tutuldukta bu tarihten sonra hazine adına tapuda kayıtlı taşınmaz malın kazandırıcı zaman aşımı ile iktisabının mümkün olamıyacağı dikkate alınmalıdır. Mahalli bilirkişilerin bir kısmı 1935 yılından evvel dahi davacıların her iki parseli tasarrufları altında bulundurduklarını haber vermişlerdir. Mahkemece bu yöne matuf araştırma hüküm tesisine yeterli değildir. Bu nedenle davacıların 1935 yılından evvel ve bu tarihe kadar kazandırıcı zaman aşımı ile iktisap koşullarının yararlarına gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması, bu konuda delil toplanması ve sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken bundan zuhul ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, hazinenin bu parsellere yönelttiği temyiz itirazları da yerindedir.
Sonuç : Yukarıda (1) ve (3). numaralı bentte gösterilen gerekçelerle davalı Ö. ve M. B. nin temyiz itirazları yerinde değildir. Hazinenin bu parsele yönelttiği temyiz itirazı (2) ve (3) numaralı bentte gösterilen gerekçelerle yerinde olup işaret olunan gerekçe ile hükmün düzeltilerek onanması gerekir. Bu nedenle 380 ve 381 sayılı parsellere ilişkin hükmün değinildiği şekilde ONANMASINA ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 74. maddesi uyarınca 20 lira onama ilam harcının adı geçenlerden alınmasına,
Yukarıda (4) numaralı bentte gösterilen gerekçelerden dolayı 384 ve 388 sayılı parsellere ilişkin hazinenin yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile bu parsellere ilişkin hükmün BOZULMASINA ve Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettirmiş bulunan hazine yararına takdir olunan 1.000 lira duruşma vekalet ücretinin davalı taraftan alınıp mümeyyiz hazineye verilmesine, 766 sayılı Tapulama Kanununun 73. maddesi uyarınca bozma için harç alınmasına mahal olmadığına 30.9.1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini