 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Ceza Dairesi
E: 1975/5921
K: 1976/639
T: 29.01.1976
DAVA : Kıyafet tebdil etmek suretiyle silah tehdidiyle E. Çevik'in boğazındaki altınlarını zorla gasp etmekten sanık ve tutuklu H.Eroğlu hakkında yapılan duruşma sonunda : suçun birden fazla şahıslar tarafından kıyafet değiştirmek suretiyle işlenmiş bulunması ve şahıslar tabiri içinde çoğul edatı kullanılmış olması gözönünde tutularak TCK.nun 497. maddesinin 2 ve sanık silahlı olmasına rağmen bu silahı ile müdahili tehdit etmediğinden aynı maddenin 1. fıkraları uygulanamayacağından sanığın eylemi aynı kanunun 495/1. maddesine uygun düştüğü görüş ve kanısına varılmakla hareketlerine uyan TCK.nun 495/1, 59, 525, 31, 33. maddelerine tevfikan ve neticeten sekiz sene dört ay ağır hapsine ve cezası kadar genel güvenlik gözetimi altında bulundurulmasına, müebbeden amme hizmetlerinden memnuniyetine ve cezası süresince kanuni mahcuriyet halinde tutulmasına dair KIRŞEHİR Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 23.10.1975 tarihli hükmün temyizen tetkiki sanık ile müdahil E. Çevik vekilleri taraflarından istenilmekle, gereği düşünüldü:
KARAR : Dosya ve duruşma tutanakları kapsamına, toplanıp karar yerinde açıklanarak tartışılan delillere, gerekçeye ve Hakimler Kurulu'nun takdirine göre sanık H. Eroğlu vekilinin temyiz itirazları ile müdafiinin duruşmalı inceleme sırasındaki savunmaları yerinde görülmediğinden reddine, sanığın depo parasının hazineye gelir kaydına,
Müdahil E. Çevik vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede :
Dosya kapsamına, gerekçeye ve takdire göre öteki temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddine. Ancak,
Yağma ve yol kesme suçlarından olayları değerlendirme ve kanun yönünden doğru bir uygulamaya varmak için bu suçlara ceza tayin eden TCK.nun 495, 496 ve 497. maddelerinin birlikte incelenmesi, karşılaştırılması ile mümkün olur. TCK.nun 495. maddesi adi yağma, 496. maddesi adi yağmanın özel bir şekli olan senet yağması suçunu cezalandırılmaktadır.
Her iki maddenin, her kim deyimiyle başlayan metinler, bu suçların bir kimse tarafından yapılmasını yeterli görmüştür.
T.C.K.nun 497. maddesi "yukarıdaki maddelerde beyan olunan cürümler" geceleyin veya silah ile tehdit ederek işlenirse, deyimi ile yeni 495 ve 496. maddelerde yazılı suçların bir kimse tarafından geceleyin işlenmesi ile gündüz veya gece ayırımı yapılmadan silah ile tehdit ederek işlenmesi hallerini, nitelikli yağma suçu saymış ve cezasının onbeş sene ağır hapisten başlatılmasını öngörmüştür.
497. maddenin, 2. fıkrası yağma suçunun 1. fıkrada geceleyin veya silah ile tehdit ederek işlenmesi halinden, ayrık bir sistem getirerek bu fiiller deyimi ile başlayan ifadesi ile, yukarıdaki maddelerde açıklanan yağma suçlarının bir kimse tarafından yol kesmek suretiyle veya içlerinden velev birisi görünür şekilde silahlı bulunan ikiden ziyade kimseler tarafından, yahut kıyafetini tebdil etmiş şahıslar tarafından işlenmesi, halini nitelikli yağma suçlarının en vahimi saymış, bir yağmada bu unsurlar bulunduğu takdirde cezanın yirmi sene ağır hapisten başlatılmasını öngörmüştür. Bu fıkrada, içlerinden velev birisi görünür şekilde silahlı bulunan ikiden ziyade kimseler taraından işlenmesi hali ayrık, yağma suçu vahametini yol kesmek suretiyle işlenmesi yahut kıyafetini tebdil etmiş şahıslar tarafından işlenmesi halinden almaktadır.
Kanun yağma suçunun bir kişi tarafından yapılmış olsa dahi, yol kesme suretiyle işlenmesiyle içlerinden velev birisi görünür şekilde silahlı bulunan ikiden ziyade kişiler tarafından işlenmesi hallerini,kıyafetini tebdil etmiş şahıslar tarafından işlenmesi haliyle eşit derecede vahim gördüğü için bu üç şekilde işlenen yağma suçlarını aynı ceza ile cezalandırmıştır.
Yağmanın kıyafetini tebdil etmiş olan bir şahıs tarafından işlenmesi, suçu işleyen kimseye bazı kolaylıklar sağlar, Muhatap da daha fazla korku ve toplumda daha yaygın huzursuzluk tevlit eder. Açıklandığı üzere burada vahamet suçu işleyen kimselerin çok olmasında değil, bizatihi kıyafetini tebdil etmiş, şahıslar tarafından işlenmesindedir. Nitekim yasa metni açıkca kıyafetlerini tebdil etmiş şekilde değil, kıyafetini tebdil etmiş deyimiyle buna işaret etmiş olmaktadır.
Buradaki şahıslar tabiri çoğul değil, herhangi bir şahıs anlamındadır. Yasaları uygulayanların yasa metnine sadık kalmaları zorunludur. Ancak yine yasaların konulmalarındaki amaçlarına göre yorumlanarak uygulanması da münakaşa götürmeyen bir gerçektir.
Yukarıdaki açıklamalara göre sanık hakkında TCK.nun 497. maddesinin 2 nolu fıkrasının uygulanması gerektiğine ilişkin davaya katılan vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, depo parasının geri verilmesine 29.1.1976 tarihinde oybirliğiyle verilen karar Yargıtay C. Başsavcı Yardımcılarından Z. Baydar huzuru ile sanık vekilinin yokluğunda açıkca tefhim edildi.