 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Ceza Dairesi
E: 1975/5157
K: 1975/5461
T: 19.11.1975
DAVA : Gündüzün Zeki'nin kuyumcu dükkanına giderek ve güven yaratıcı sözler söyleyerek hazırlattığı cem'an 16.000 lira tutarındaki altın eşyayı bir paket yaptırıp el çabukluğu ile çantanın içerisine altın bulunan paket yerine içerisinde bir kolonya şişesi ile boş bir kavanoz bulunan paketi koyarak, bu çanta sizde kalsın biraz sonra gelir parasını öder çantayı alırım deyip altınları alıp gitmek suretiyle dolandırılıcılıktan sanık Z. Koyuncu hakkında yapılan duruşma sonunda : Suçu usulen sabit olduğundan TCK.nun 503 ve 5435 sayılı kanunun 2. maddelerine tevfikan 3 ay hapis ve 250 lira ağır para cezaları ile mahkumiyetine dair İSTANBUL 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nden verilen 8.7.1975 tarihli hükmün temyizen tetkiki sanık tarafından istenilmiş ve para depo edilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığı yüksek makamından onama isteyen 4.11.1975 tarihli tebliğname ile 10.11.1975 gününde daireye gönderilmekle okunarak gereği düşünülüp görüşüldü :
KARAR : Dosya ve duruşma zabıtnamesi münderecatına, toplanıp karar yerinde izah ve münakaşa edilen elverişli delillere, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanığın subuta ilişen itirazlarının reddine, depo parasının gelir kaydına, ancak :
Sanığın müştekiden satın almak üzere paket yaptırdığı 16.000 lira değerindeki altınları çantasına koyup kilitleyerek, bu çanta sizde kalsın biraz sonra gelir, parasını öder çantayı alırım diye dükkandan uzaklaştığı, 10 gün kadar uğramayınca müşteki şüpheye kapılarak çantayı açtığında altınların mevcut olmadığını buna karşılık bir kolonya şişesi ile boş bir kavanozun bulunduğunu görüp keyfiyeti zabıtaya intikal ettirdiği, şu hale göre sanığın altınların sarılı olduğu paketi çantaya koyarken bir paketle değiştirdiği dosya münderecatından anlaşılmaktadır.
İzah olunan şu duruma göre altınları ihtiva eden paketin dükkandan götürülmesinde müştekinin rızası bulunmadığı gibi bu rızanın temini için sanık tarafından hile ve sania kullanıldığına dair bir delil mevcut değildir. Mala karşı işlenen hırsızlıkla dolandırıcılık suçları arasındaki fark da bu noktaya inhisar etmektedir. Yani, hırsızlıkta diğerinin taşınabilir malını rızası olmaksızın faydalanmak için almak şart olduğu halde, dolandırıcılıkta temin edilen menfaat bakımından, mağdurun başlangıçta malın verilmesinde rızası vardır. Ancak bu rıza hile ve sania kullanılarak temin edilmiştir. Bun nazaran sanığın eylemi TCK.nun 491/4. maddesine uygun hırsızlık suçunu teşkil ettiği halde dolandırıcılık kabul edilerek yazılı madde ile ceza tayini,
Yasaya aykırı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan müddet bakımından kazanılmış hak saklı kalmak üzere hükmün açıklanan nedenle ve tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA 19.11.1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.