 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1975/9494
K: 1976/2244
T: 03.03.1976
DAVA : Davacı avukatı; davalıların müvekkili ile yaptıkları taşınmaz satış sözleşmesine aykırı davranışta bulunduklarını ileri sürerek 50000 lira şartı cezanın alınmasını istemiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda; haksız açılan davanın reddine karar verildiğine ilişkindir.
Temyiz erden ve duruşma isteyen: Davacı avukatı
Dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - Uyuşmazlık 6.4.1962 ve 27 - 29.11.10962 günlü sözleşmelerden doğmuştur. Bu sözleşmelerle bir apartmanın paydaşları olan (İ) ile (D) ve kızları bir apartmanın bu iki paydaş arasında nasıl kullanılacağını kararlaştırmışlar ve buna aykırı davanın ceza koşulu kararlaştırmışlardır. Bu anlaşma ceza koşulu hariç aynen 28.11.1962 günü medeni Yasanın 753. maddesi hükmünce tapuya tescil edilmiş idi. Sonradan payların yanlarından olan (İ)nin mülkiyeti devam ederken ileri sürülüşe göre davalılar 30.1.1965 gününde bu sözleşmeye ve onunla sağlanan irtifak hakkına aykırı davranak müşterek yerlerden bir kısmının kendi paylarına katmış ve bu katılış bir duvarla gerçekleştirilmiş depo ve çamaşırlık kapıları ortadan kaldırılmış böylece yanlardan davacıya ve onun da kullanmasına ayrılan (a) bölümünü bu kısmı davalılara ayrılan (b) bölümüne katılmıştır. Böylece sözleşmede yükümlenilen ceza koşulu isteyebilme durumu ileri sürülüşe göre gerçekleşmiştir. Bu durum gerçekleştikten sonra yararına irtifak hakkı kurulan (İ) payını 17.11.1966 da tapu ile davacı (H)ye devretmiş, devrederken yukarıda sözkonusu edilen bütün hakları da bu arada ceza koşulu isteme hakkını da aktamış ve buna ayrıca davalılara gönderdiği 2.9.1967 günlü ihtarnamesinde bildirmiştir. O halde davalıların bu bendin başında açıklanan günlerde kurdukları ilişki ile doğan bu bendin başında açıklanan günlerde kurdukları ilişki ile doğan hakları halele uğratmaları halinde önceki paydaş (İ) haklarını ihlalinden doğan ceza koşulunu davalılardan istemek hakkını elde etmiş bulunuyordu. Bu hak hem tapu kaydı ile intibak ettirmede hem de sözü edilen ihtarnamede bildirildiği üzere davacı (H)ye geçmiş idi. Sonradan 634 sayılı Yasanın değişik 51. maddesinin 1. fıkrasında yazıldığı üzere 2.1.1971 gününe kadar irtifak hakkı kurulmuş olan taşınmaz malların kat mülkiyetine çevrilmemiş olması ve sonunda yanlara irtifak haklarının sona ererek ortak mülkiyetin devam etmesi bu yanlış ve yapıldığı günde yasalara uygun olan ve sonradan 51. madde hüküm ile sona erdiği kabul edilen hakkın sürdürüldüğü sırada doğan ve davacıya devredilen hakkın istenmesini engellemez. Mahkemenin ceza koşulu istenemeyeceği aksi görüşüne dayanan kararın gerekçesi ve dayandığı esas yasaya ve sözleşme koşullarına aykırı olduğundan bozulmalıdır.
2 - Davacı ileri sürüşünde yukarıdaki bentte açıklandığı üzere taşınmazdaki hakların davalılar tarafınden 30.1.1965 de halele uğratıldığı
kendilerine hakkı devredenin haklarını ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir. Yaptırılan bilirkişi incelemesinde ihlalin söz konusu olmadığı duvar ve kapıların yapının yapılması sırasında konulduğu gibi durmakta olduğunu bildirmişlerdir. Buna karşı davacı savunmanın ve bilirkişi raporunda saptanan yönlerin ileri sürüldüğü gibi olmadığını savunmuştur. Oysa savunmada davalılar değiştirmenin bilirkişinin dediği gibi binanın yapıldığı sırada değil, (İ) tarafından hissenin devrinden sonra fakat durumun sözleşme ve tapuya tescilinden önce davacının vekili tarafından yaptırıldığını savunmuşlardır. Bu savunma bilirkişinin açıklaması ile çelişmektedir. davacı değişimin, el atmadan daha önce (İ)nin paydaşlığı zamanında davalılar tarafından yaptırıldığını tanık sözleri ile ispatlıyacağını bildirmiştir. bu durumda davacının bu delilleri toplanıp bilirkişilerin açıklaması, davalıların bunu reddeden savunmaları ve dinlenen tanıkların sözleri değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. tanık dinlenmesi isteğinin red edilmiş ve raporla savunma arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve davacı yararına takdir edilen 1000 lira duruşma avukatlık parasının davalılara yükletilmesine ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine 3.3.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.