 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1975/6415
K: 1975/9228
T: 29.09.1975
DAVA : Semra ile Salim Erkan arasındaki babalık, nafaka, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre esasa ilişkin temyiz itirazları yersizdir.
2 - Baba, anaya cinsel ilişkiden önce evlenmeyi vaad etmiş veya bu ilişki bir suç niteliğinde bulunmuş, ya da onun üzerindeki nüfusunu kötüye kullanmış, yahut kadın ilişki sırasında henüz küçük bulunmuş ise hakim manevi tazminata karar verir (M.K. 305). Olayda evlenme vaadinin bulunmadığı çünkü davacı kadının davalının evli olduğunu bile bile onunla cinsel ilişki kurduğu dosyadaki delillerden açıkça anlaşılmış, mahkemece deliller bu yolda takdir edilip tabii babalığa karar verilmiş, davacı ve çocuğun kayyımı hükmü temyiz etmemek suretiyle mahkemenin takdirini benimsemişlerdir. Esasen ceza mahkemesinde kızlık bozma sebebine dayanarak açılan kamu davasında Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/5/1973 gün ve 1972/647-331 sayılı kararı ile, mağdurenin sanığın evli olduğunu bildiği için evlenme vaadi ile kızlık bozma suçunun unsurları gerçekleşmediği cihetle beraat kararı verilmiştir. Böylece evlenme vaadi hiçbir bakımdan gerçekleşmemiştir.
Semra 2/2/1949 doğumlu olup, kızlık bozmanın meydana geldiği ileri sürülen 26/9/1971 gününde reşittir. Evlenme vaaadi ile kızlık bozma yolundaki suçtan beraat kararı verilmiştir. Rızai birleşme sebebiyle eylemin Türk Ceza Kanunuda suç teşkil eden başka hiçbir yönü de yoktur. O halde cinsel ilişki suç teşkil etmemektedir.
Taraflar arasında nüfuzun kötüye kullanılmasına yer veren öğretmenlik hizmet sözleşmesi gibi (TCK. 417) bir durumun varlığı iddia ve ispat olunmamıştır. Kadının yaşı itibariyle küçüklükte söz konusu değildir. Öyle ise Medeni Kanunun 305. maddesinde yer alan şartların hiçbiri mevcut değilken kadın yararına manevi tazminata hükmü verilmesi bozmayı gerektirir.
3 - Medeni Kanunu 304. maddesinde yazılı gebelik ve doğum masrafları dışında kalan ve özellikle kadını kendi isteği ile yaptığı düğün masraflarının ödetilmesine karar verilmesinin hukuki dayanağı yoktur. Bu yön gözetilmeden doğum masraflarınının alınmasına karar verilmesi usul ve kanuna aykıdır.
4 - Davalı asker olup, evli iki çocukludur. Aylık geliri 1.818,- liradan Bugünkü geçim şartları, davalının medeni hali ve nafakanın niteliği itibariyle ananın da buna katılma zorunluğu ve küçüğün yaşı ile Türkiyenin ekonomik şartları gözetildiği takdirde 1972 doğumlu çocuk için ayda 500 lira nafaka takdir edilmesinde isabet yoktur. Yapılacak iş az önce belirtilen faktörler gözönünde tutularak uygun nafaka takdir etmekten ibarettir. Bu ilkelerin ihmal edilmesi bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeplerle BOZULMASINA 29/9/1975 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.